Büyük umutlarla kuruldu...
"Recep Tayyip Erdoğan'ın alternatifi yok, kime oy verelim" diyenlerin umudu olmuştu.
Özetle İYİ Parti, Türk siyasetinde aranılan yeni kan olmuştu.
Aslında güzel de başlamışlardı.
Kurdukları ittifakla yerel seçimlerde alınmasına imkan verilmeyen İstanbul, Ankara başta olmak üzere Antalya, Adana gibi önemli büyükşehir ve ilçe belediyelerini kazanmışlardı.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine geldiğimizde ise kurdukları ittifak 6'lı masaya dönüştü ve büyük umutlar bağlanan partide çok büyük kan kaybına neden oldu.
Masadan kalkan ve tekrar oturan bir genel başkan, derdini, endişesini millete anlatamadı.
Seçimlerden sonra kürsülerden bas bas haykırdı ama artık iş işten geçmişti.
Milliyetçi seçmen MHP'den, geriye kalan diğer sağ kökenli seçmenlerse AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan yana oy kullanmayı tercih etmişti.
Seçimler öncesi hayat pahalılığına işaret edilerek, 'Bitti' denilen AK Parti adeta küllerinden doğarken, MHP'de nerdeyse hiçbir şey yapmadan seçmenini geri kazandı.
CHP'de yeni bir dönem başladı ve yaklaşmakta olan yerel seçimlerde işbirliği çağrısında bulundular.
Ancak İYİ Parti yerel seçimlere tek başına girme kararı aldı.
Başarılı olurlar-olamazlar onu bilemem ama alınan karar, tam anlamıyla, İYİ Parti'nin yeniden var olma mücadelesidir.
Yerel seçimler, siyasi bir partinin etkinliğini ve toplumdaki yerini gösteren önemli bir göstergedir.
İYİ Parti, bu durumun farkında olduğunu gösteren bir karar aldı ve GİK'ten tek başına seçimlere girme kararı çıktı.
İYİ Parti'nin bu adımıyla ilgili detaylar, parti içi dinamikler ve politik stratejiler üzerine yazılabilecek pek çok açı bulunabilir.
Ama alınan karar çok cesurca verilen bir karar ve bir var olma sürecinin başladığını en net şekilde ortaya koyan bir durum tespiti olarak karşımıza çıkmakta.
Kararı duyan onlarca üye partiden istifa etti. Bunlar menfaat için partiye katılanlar desek yanlış demeyiz.
Bir partide istediğini alamayıp başka partiye geçen ve aday gösterilmeyince ya da çevresine çıkar sağlayamayınca, yerlere göklere sığdıramadıkları, partilerini karalayarak istifa edenler ortada.
Aynı hatayı CHP'de Mesut Kocagöz ismiyle yapıyor. Partini bırak gel, sonra sosyal medya gruplarından Muhittin Böcek ile olur olmadık cümleler kur. Üzerine de Kepez'den adaylık bekle.
Parti tabanı, "Kocagöz aday gösterilir ve seçilirse bizi de bırakır, gider" diyor. CHP genel merkezi herhalde bu serzenişleri dikkate alır.
İYİ Parti'ye geri dönersek...
Ankara'da alınan kararlar Antalya'da da ciddi kayıplara neden oldu.
İstifalar art arda geliyor; ancak "Cesurlar ve İYİ'ler" hareketi sürüyor.
Bu noktada yerel seçimlerde adaylık açıklamalarını yapanlara ayrı bir parantez açmak istiyorum.
Bu isimler gerçekten cesaretli ve gerçekten iyi isimler.
Güçlü partilerden aday olup kazanmak ya da isminin reklamını yapmak en kolayı.
Şöyle bir dönemde İYİ Parti'den aday olmaksa ayrı bir yüreklilik, duruşunu bozmama ve doğruluk göstergesi.
Bu nedenle alkışlar cesaretli 'İYİ'lere ve siyaset arenasında azınlık durumundaki diğer parti adaylarına.
Keşke ülke yönetiminde böyle insanlar daha fazla söz sahibi olsa.
Her rüzgarda savrulmayan, liyakatli ve şahsi menfaatlerini gözetmeyen dava adamlarının sayılarının çoğalması dileğiyle
Kalın sağlıcakla...