Pazar günü Cumhuriyetimizin 100’üncü yıl dönümünü kutlayacağız.
Yer-gök Şanlı Bayrağımız ile donatıldı.
Tüm belediyeler konserler verecek.
Alanlarda gençler coşacak vs…
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk acaba kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yıl dönümünde bunları mı hayal ediyordu?
Ne demişti 10. Yıl Nutku’nda, birlikte bir kez daha hatırlayalım…
“Yurttaşlarım!
Az zamanda çok ve büyük işler yaptık.
Fakat yaptıklarımızı asla kâfi göremeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz.
Yurdumuzu dünyanın en mâmur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız.
Daha az zamanda, daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur. Çünkü, Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir.”
Kurtuluş Savaşı sonrası ekonomik bağımsızlık savaşına giren Ulu Önder Atatürk, kısa süre içinde onlarca fabrika kurdu.
Ama onun miras bıraktığı bu cennet vatanda aradan geçen onca yılın sonunda bir arpa boyu yol kat edilmedi.
Ata’mızın kurduğu fabrikaların kapısına birer birer kilit vurulması da cabası…
Şimdi çıkmış birileri ‘Biz şöyle Atatürkçüyüz şöyle Cumhuriyetçiyiz’ birileri de Cumhuriyet Bayramı öncesi kulak ağrısı çekiyor, Filistin mitingi düzenliyor!
Biliyor musunuz, biz ne Atatürkçüyüz ne Cumhuriyetçiyiz…
Biz de bunlardan bir tanesi olsa bugün 100’üncü yıl dönümümüzü bu şekilde kutlamazdık.
Fabrikalar ile uydular ile uçaklar ile yazılımlar ile dünyaya getirdiğimiz yenilikler ile tarımda, hayvancılıktaki kalkınmamızla vs. övünürdük.
Ve Ata’ya cevabımız, ‘Evet Atam, 10’uncu Yıl Nutku’nda işaret ettiğiniz noktaya geldik. Rahat uyu, emanetin artık daha güçlü’ olurdu.
Bu nedenlerden ötürü derim ki hiçbir ülke Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümünü böyle kutlamaz.
Maalesef bizler Atamızın bize emanet ettiği Cumhuriyete sahip çıkmadık.
Yazık, çok yazık. Yine bir Cumhuriyet Bayramı geldi, çattı. Pazar günü birileri bayrak satma, birileri organizasyon düzenleme, kimileri alanlara dolduranlara köfte ekmek satma telaşında, birileri asgari ücret 15 bin olur mu derdinde, bazıları elalemin ürettiği araç ucuzlar da alır mıyım endişesinde olacak…
Ne Atatürk’ün bize bıraktığı mirastan ne de Cumhuriyet’in değerlerinden haberdarız.
3 tarafı denizlerle çevrili, toprağından bereket fışkıran bir vatanda Cumhuriyet’in değerini bilmeyenlerdeniz, anlamayanlardanız.
Bu kutlamaları hakkıyla yapabilmek için bir an önce uykudan uyanmalıyız.
Uyanmalıyız ki ikinci yüzyılımızı kurtaralım!
Kalın sağlıcakla…