‘2024 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Program’ Resmi Gazete’de yayımlandı.
Önümüzdeki yılın ekonomisini ele alan planda, büyüme hedefi yüzde 4, enflasyonun yüzde 33 olması öngörülüyor. 2023 için yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 65.
Program geneline baktığımızda, bu yıl ilk adımları atılan uygulamaların 2024 yılında da süreceğini gözlemliyoruz.
Enflasyonu yukarı tırmandıran harcamaların önünü kesmek amacıyla kredi kartı alışverişlerine yönelik taksit kısıtlaması yine gündemde.
Bu noktada 2002’den bu yana tek başına iktidarda olan hükümetin, vatandaşın alım gücünü yükseltecek hamleler konusunda yine yavaş davranıyor. Muhalefetse olan-biteni sessizce izlemeyi sürdürüyor.
Sonuç olarak acı reçete yine esnaf ve vatandaşın önüne konuluyor.
Bunun örneğini geçmişte de yakın dönemde de yaşadık ve esnaf için çok sıkıntılı bir süreç oluştu. Ayrıca vatandaş da alışveriş yapamaz hale geldi.
‘Kira ve konut fiyat gelişmeleri dikkate alınarak konut arzı hızla artırılacak’ ifadesi de ev alma hayali kuran binlerce vatandaş için umut oluyor.
Ancak arzı arttırıp konut fiyatlarını aşağı çektikten sonra, konut kredilerinde artışların dikkatlerden kaçmaması, bu noktada ara formüllerle dar ve orta gelirli vatandaşların ev hayalini gerçeğe dönüştürecek hamleler yapılması gerektiğinin altını çiziyorum.
Bu konuda şubat-mart aylarını işaret eden onlarca söylenti söz konusu, umarım bunlardan bazıları gerçeğe dönüşür.
Resmi Gazete’de yayımlanan ekonomik planda, ‘Konut ve iş yeri kiraları ile ikinci el araç satışları için dijital kayıt sistemi kurulması’ da yer alıyor.
Konutta arzı arttırırsak zaten fiyatlar otomatik şekilde geri gelecektir. Hem kira hem de satın alınan konutlar için ve iş yerleri için bu durum geçerli olacak. Ancak kredi konusu akıllarda koskocaman bir soru işareti olarak kalmaya devam ediyor.
Aynı maddenin ikinci el araç satışlarını ilgilendiren maddeyle ilgiliyse al-satçılar gibi daha fazla detay üzerinde durulması gerekiyor ki bunun için geç bile kalındı.
Sıfır araç bayilerindeki sorun araç bulunurluğunun artmasıyla birlikte şimdilik ortadan kalkmış görünüyor. Yeni bir pandemi ya da çip krizi gibi bir durum meydana çıkmazsa sıfır araç piyasasında yokluk oluşması beklenmiyor.
Bu durum aynı doğrultuda ikinci el taşıt alım-satımlarında da geçerli.
Sıfır araç piyasasındaki bulunurluğun artması ikinci elde de fiyatları geri çekiyor. Hatta bu durumun etkilerini şu anda piyasada gözlemlemek mümkün.
Araç bolluğundan ötürü sıfır araç satıcıları kampanya üzerine kampanya yaparken, ikinci el piyasasında da yüzde 10’lara ulaşan fiyat düşüşleri söz konusu.
Yine göze çarpan bir diğer madde de ‘Kamuya taşıt alımında yerli üretim ve çevreci araçlara öncelik verilecek .Bu amaçla TOGG ile yapılan protokol kapsamında alınan araçlar kamu kurumlarına tahsis edilecek’ olarak karşımıza çıkıyor.
Paramızın ülkemizde kalması gayet sevindirici bir gelişme. Biliyorsunuz emniyet olsun, bakanlıklar olsun, kamuda yıllardır Fransız ve Alman araçlarına servet ödüyorduk.
‘2024 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Program’ını incelediğimizde dikkat çeken başlıklar bu şekilde oldu.
Etrafımızın ateş çemberi olduğu bir coğrafyada ekonomi cephesiyle uğraşma da çok kolay değil. Bu noktada Allah devletimizin yardımcısı olsun diyorum.
Yıllık programın özeti ne diye sorarsanız, son sözüm ‘Hem bolluk, hem yokluk’ olur.
Kalın sağlıcakla…