Türkiye bir deprem ülkesi. Ne kadar deprem ülkesi olduğumuzu da maalesef geçtiğimiz şubat ayında çok acı bir şekilde anladık, öğrendik.
Çok can kaybettik, koca koca şehirler silindi gitti. Şu anda hükümet buraları yeniden ayağa kaldırmak için büyük uğraş veriyor. Ancak işi hiç de kolay değil.
Dün Antalya Gazipaşa açıklarında 4.5 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Yine anlık haberlerle kayıtlara geçti. Haberleri görenler, “Hay Allah” deyip olayı birkaç dakika sonra unuttular. Geçtiğimiz günlerde İnşaat Mühendisleri Odası yine deprem konusunda uyarıda bulunarak Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin henüz depreme yönelik yeterince çalışma yapmamasını eleştirdi. Bu açıklamada “Evet bir plan yapılıyor, ancak saha çalışması görmedik” dediler.
İşte bu açıklamaların ardından deprem sonrası izlediğim videolar aklıma geldi. Çeşitli Sivil Toplum Örgütlerinin Hatay’da yapılan açıklamaları. Burada büyük bir depremin olabileceğini, bu deprem ile ilgili çalışma yapmak gerektiğini içeren videolar. O açıklamanın kahramanlarının durumunu bilmiyoruz. Belki aman dikkat dedikleri depremde onlar da hayatlarını kaybettiler.
Her ne kadar daha önce Antalya Büyükşehir Belediyesi Baş Danışmanı Cem Oğuz Antalya’da deprem riskinin hayli, düşük olduğunu söylese de bu durumun böyle olmadığını biliyoruz. Özellikle Konyaaltı’ndaki binalar büyük risk altında. Bırakın depremi şimdiden salıncak gibi sallanan binalar var. İşin garip tarafı bu binaların çok riskli olduğunu herkes biliyor, ancak kentin en pahalı evleri yine bu bölgede.
Arkadaşım anlatıyor. Hurma’da bir inşaat yapılıyor. Kazı kısmında bir anda temel su doluyor. Üzerine kazık temel bile atmadan betonu basıp temeli atıyorlar. Arkadaşım oradaki inşaat görevlilerine durumu sorunca, “Bir şey olmaz. Biz sağlam yapıyoruz” demişler. Şaka gibi. Suya beton dök sonra da sağlam de.
Sanki Konyaaltı öyle de diğer binalarımız sağlam mı? Konyaaltı’da tünel çalışmasında dinamit patlatılıyor, Güllük Caddesi’ndeki binanın kolonu patlıyor. Düşünün şehrin göbeğindeki bu eski binaların halini. Yazık… Çok yazık… Böyle evleri satın almak, buralarda oturmak için hakikaten insanın adrenalin manyağı olması gerekir.
Eyyy kentin yöneticileri. Bırakın abuk sabuk gündemlerin peşinden koşmayı. Bu ilin birinci gündemi depremdir. Unutmayın deprem sadece biz halkı değil, sizleri de vurur. Belki evleriniz korunaklıdır ama deprem bu sizi ya da yakınlarınızı nerede vuracağı da belli olmaz.
HOŞÇAKALIN…