Bugün Osmanlı İmparatorluğu’nun ne kadar büyüdüğünü anlatmak için sadece Viyana Kuşatmasını kastederek, “Viyana kapılarına dayandık” sözü yeterlidir. 27 Eylül 1529 tarihinde yani bundan tam 493 yıl yıl önce Osmanlı büyük kuşatmayı başlamıştır. Mohaç Muharebesi sonrasında Budin’in Osmanlı Devleti tarafından ele geçirilmesinin ardından, savaşa katılmamış olan Erdel voyvodası János Szapolyai Macar kralı olarak taç giymişti. Kanuni Sultan  Süleyman Macaristan tacını Szapolyai’ye veren fermanını imzaladı. Mohaç Muharebesi öncesinde kral II. Lajos dolayısıyla Macaristan ile bağlantılı olan, ancak savaş sonrasında Osmanlı Ordularının girmediği Bohemya, Moravya, Slovakya ve Silezya gibi ülke ve bölgeler ise, II. Lajos’un karısının ve Kutsal Roma-Germen İmparatoru Şarlken’in kardeşi olan Avusturya arşidükü Ferdinand’da kaldı. Kanuni Sultan Süleyman, İstanbul’a döndükten sonra harekete geçen Ferdinand, Pressburg’da Osmanlı’ya karşı olan asillerden teşekkül ettirilmiş bir meclis toplayarak kendini Macaristan ve Bohemya kralı ilan ettirdi. Bu olay, Macaristan‘da egemenlik için OsmanlıAvusturya rekabetini başlattı. Süleyman, Mohaç zaferi sonrasında fethedilen geniş Macar topraklarının Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu ile bağlantılı bir hükümdarın eline geçmesini istemiyordu. Bu o günün şartlarında bir çok dengenin bozulması anlamına geliyordu.

Ağabeyi Habsburg İmparatoru Şarlken‘in de desteğini alan Ferdinand, Osmanlı Ordusu geri döndükten sonra Budin‘i ele geçirdi. Litvanya’ya kaçan Szapolyai, Osmanlı Devleti‘nden yardım istedi. Kanuni Sultan Süleyman sefer hazırlıklarıyla meşgulken, Macaristan’dan fethedilen arazinin geri verilmesi karşılığında barış yapmak isteğiyle Ferdinand’ın elçileri geldi. Hazırlıklarını tamamladıktan sonra elçileri serbest bırakıp savaş için yola çıktığı haberiyle Ferdinand’a gönderdi.

KUŞATMA BAŞLIYOR

Kanuni Sultan Süleyman, 22 Eylül’de Avusturya sınırını geçti. 23 Eylül’de Bâli Bey’in kardeşi Semendire sancakbeyi Sultanzade Mehmed, Leitha Muharebesi‘nde Alman öncü kuvvetlerinin büyük bir kısmını Viyana’nın on beş kilometre güneydoğusundaki Bruck kasabası yakınlarında imha etti. Esir edilen Alman kuvvetleri komutanı Christophe Von Zedlitz ve altı general Sultan’a gönderildi. 27 Eylül’de Viyana önlerine gelen ordu, Avusturya Arşidüklüğü‘nün başkentini kuşatmaya başladı.

120 BİN KİŞİLİK ORDU

Kanuni, 120 bin kişilik bir orduyla Budin’den ayrılıp Viyana üzerine yürüdüğü haberi duyulunca, sadece Avusturya ve Almanya‘da değil, bütün Avrupa’da bir korku başlamıştı. Osmanlı ilerlemesi karşısında, o sırada had safhada olan mezhep mücadeleleri bile bir tarafa bırakılarak, Viyana’ya yardım seferi başlatılmış ve Avrupa’nın her yerinden muhtelif milletlere mensup yardım kuvveti gelmeye başlamıştı. Ferdinand şehri terk ederek kaçmıştı. Savunma hazırlıklarına başlayan Ferdinand’ın yerine geçen Kont Salm, Türk ordusu gelmeden Viyana yakınlarındaki mahalleleri tamamen yakıp yıkmış, birinci istihkam hattından yirmi adım içeride ikinci bir istihkam inşa etmişti. Tuna sahillerine kazıklar diktirerek müdafa için gerekli tedbirler alınmıştı.

Osmanlı kaleyi on yedi gün boyunca döverek, şehrin surlarını iyice tahrip etmişti. Bu sırada bir Osmanlı güllesinin isabetiyle kale komutanı Kont Salm’de ölmüştü. Bununla birlikte kuşatma uzuyor kış aylarının tahrip edici etkisi ve beklenen top mühimmatının gecikmesi Osmanlı ordusu için kuşatma şartlarını zorlaştırıyordu. Çevreden aldığı istihbaratlar sonunda Viyana’ya yüz elli kilometre uzaktaki Linz’de bir Alman ordusunun toplandığı anlaşılınca, Kanuni orduya muhasarayı kaldırma emrini verdi. 16 Ekim’de Viyana önlerinden hareket eden ordu İstanbul’a döndü.