Toplumsal roller ve bu rolleri üstlenmiş aktörler bir topluluğun bir uygarlığı kurmasını ya da yıkmasını sağlayan en etkili unsurlardır. Mekanizmanın doğru bir şekilde işlemesi için aktörlere yüklenecek çok ödev vardır. Ancak hepsini geçip sadece EMPATİ üzerinden ilerlemek yeterli olacaktır. Çünkü tüm normal insanlar empati kurma becerisine sahiptir.

İstisna olarak Sosyopatlar empati kurma becerisinden yoksundurlar. Bunlar güç peşindedirler ve güce ulaşmak için her şeyi yaparlar. Bazıları çok başarılı olabilse ve insanların takdirini kazanabilse de bozguncu kişiler olduklarından buradaki anlatıda onlardan söz etmeyeceğiz.

Vikipedi’ye göre “Empati eşduyum ya da duygudaşlık, bir başkasının duygularını, içinde bulunduğu durum ya da davranışlarındaki motivasyonu anlamak ve içselleştirmek demektir.

Benim penceremden “Empati kendini bir süreliğine karşısındakinin yerine koyarak, onun mevcut durumda neler hissettiğini, neler istediğini ve ne gibi acılar çektiğini anlamaya çalışmaktır.” İnsanı anlamak, dramı görmek, trajediyi hissederek yaşamak…

Toplumsal rol kapsamlı bir kavram olsa da bundan bahsedildiğinde akla ilk olarak mesleki roller gelir. Bu yüzden bazı önemli meslekler üzerinden değerlendirmek istiyorum.

Tüccar sattığı malı kendi alabileceği fiyata satıyorsa, hile yapmıyorsa, evinde çocuklarına kullandırmayacağı bir malı satmıyorsa, satarken malı yanlış anlatmıyorsa, alıcıya yalan söylemiyorsa, vergi kaçırmıyorsa, borcuna sadıksa, kendini müşterinin yerine koyabiliyorsa gerçek bir tüccardır.

Memur işini en kısa sürede ve doğru şekilde yapıyorsa, vatandaşı yeterince bilgilendiriyorsa, iş saatlerinde başka işlerle uğraşmıyorsa, üstlere yalakalık yaparak daha az enerji harcayacağı ve daha avantajlı bir konuma gelmeye çalışmıyor ve bu uğurda arkadaşlarını kötüleyip, çelme takmayı düşünmüyorsa, torpil peşinde koşmuyor, zengine ve fakire aynı davranıyorsa, yasa ve yönetmelikleri iyi bilip ona göre davranıyorsa, devletten başka bir yapıya üye olup cahil yobazların ellerini öpmüyorsa, iş gereği öğrendiği devlet sırlarını bunlara vermiyorsa, kendisini iş sahibi vatandaşın yerine koyabiliyorsa gerçek bir memurdur.

Öğretmen derse hazırlıklı giriyorsa, öğrencilere sevecen davranıyorsa, velilerle birlikte her öğrencinin durumunu bire bir takip ediyorsa, öğüt vermek yerine örnek oluyorsa,  iyi insan modeli olabiliyorsa, çok okuyup kendini geliştiriyorsa, öğrenmeyi öğretiyorsa, öğrencilerini kendi çocukları gibi görüp ayrım yapmıyorsa gerçek bir öğretmendir.

İşveren iş yerini yasa ve kurallar çerçevesinde kurup işletiyorsa, çevreye karşı duyarlıysa, çalışanlara iyi bir yaşam standardı sağlayacak ücret ödüyorsa, iş yerinde çalışma şartlarını düzenleyip dinlenme ve sosyal aktivite alanları açıyorsa, iyi işleri ödüllendiriyorsa, vergi kaçırmayıp evrak işlerini tam ve düzgün yapıyorsa, işçi olsa ne kadar ücret isteyeceğini düşünüp çalışanına o kadar ücret ödüyorsa gerçek bir işverendir.

Gazeteci basının özgür ve bağımsız olduğunu bilerek ön yargılardan arınarak cesaretle gerçeğin peşinden giden bir karakter ortaya koyuyorsa, küçük çıkarlar peşinde koşmadan mesleğini yapıyorsa, Demokrasinin sağlıklı yürüyebilmesi için halkın doğru ve zamanında haber alma hakkını gözetiyorsa gerçek bir gazetecidir.

Yargıç yasaları ve vicdanının sesini dinleyerek karar veriyorsa, bağımsızlığın hakkını verebiliyorsa, insanların adalet ve güven duygusunu önemsiyorsa, adalete güvenin bitmesiyle her şeyin biteceğini biliyorsa gerçek bir yargıçtır.

Siyasetçi halkın içinden gelip halkı unutur kendisinin ve çevresinin çıkarları için çalışırsa en büyük zararı verir.

Ve İnsan Doğayı, çevreyi ve hayvanları severse,  onları korur ve onlarla uyumlu bir yaşam kurarsa, toplum yararına işler yapar ve yapanları desteklerse, yalan söylemezse, tembellik etmezse, zayıfları korursa, hak yemezse, adalete, sevgiye, yaşama inanır ve çaba gösterirse gerçekten insandır.

Sözün özü dünya nereye giderse gitsin, isterse her şey yanlış olsun, herkes sahtekar olsun, toplum yapısı bozulsun, adalet kalmasın, her ne olursa olsun bunlar sizin iyi bir birey olmanıza engel değildir. Siz istemezseniz engel olamaz. Siz dik durduğunuz sürece sizi gören ve dik duran başkaları da olacaktır. Tek başına da kalsanız kaosa teslim olup kendiniz olmayı bırakmadığınız sürece umut siz olursunuz.

Hanımlar, beyler dürüst olmak zorundasınız. Doğru şeyler söylemelisiniz. Yanlış yapmamalısınız. Kendi hakkınızı koruduğunuz kadar başkalarının haklarını korumasına da destek olmalısınız. Yanlışa dur deme hakkını ancak böyle elde edersiniz. Empati yayıldıkça dünya çok daha iyi bir yer olacaktır. Sağlıcakla…