Acaba neyin uğruna savaşabilirim diye hiç düşündünüz mü? Ben çok düşündüm. Ama bir karara varamadım. Savaş tek çare mi, yoksa son çare mi?
İnsanlık tarihi boyunca belirli kavramlar ve varlıklar için uzun yıllar süren savaşlar verilmiş, hayatlar feda edilmiştir. Uğruna savaşılan şeyler, toplumların kültürel, ekonomik ve siyasi yapısını şekillendirmiştir.
Peki, en çok nelerin uğruna savaşıyoruz?
Listesinin en başında ‘Tanrı’yı görüyoruz. Din, tarih boyunca insanları birleştirirken aynı zamanda ayrıştıran bir unsur olmuştur. Din uğruna yapılan savaşlar, Haçlı Seferleri'nden günümüzdeki çatışmalara kadar uzanır. Dini gruplar savaşlar için kaçınılmaz nedenlere sahiptir. Bu tür toplumlarda kendi inancına saygı isterken başkasının inancını küçümseme eğiliminde olanlar çoğunluktadır. Bu yüzden insanlar, inançlarını korumak veya yaymak adına büyük mücadelelere atılıyorlar. Kutsallar uğruna ölmek ya da öldürmek teşvik edilip ödüllendirildiği için fedaisi de boldur bu grupların. Oysa her din dünyaya barış getirdiğini söyleyen öğretilerle yayılır ve sonunda da savaşlar arka arkaya gelir. İnsanlar ölür, yaşamlar mahvolur, uygarlıklar yıkılır. Ve pişman olunur. Ama bir süre sonra aynı şeyler aynı yerde ya da farklı coğrafyalarda tekrarlanır durur.
Uğruna savaşılan şeylerde ikinci sırada ‘Toprak’ gelir bence. Su da uğruna savaşılan şeylerden biridir. Ancak bunu toprakla birlikte düşünmekte bir sakınca görmüyorum. Toprak sahipliği, uygarlıkların kurulmasında ve genişlemesinde kilit rol oynamıştır. Savaşların en temel nedenlerinden biri olan toprak mücadelesi, kaynakların kontrolü ve stratejik üstünlük sağlamak amacıyla verilmiştir. Örneğin, Avrupa'daki Yüz Yıl Savaşları bu mücadelenin bir yansımasıdır.
‘Petrol’ de uğruna savaşılanlarda ön plana çıkıyor. Modern çağın en değerli kaynağı olan petrol, ekonomik ve politik güç dengelerini belirlemesi açısından çok önemli bir yer tutar. Petrol zengini bölgeler, büyük devletlerin çıkar çatışmalarına sahne olmuştur. Artık sayısını unuttuğumuz Orta Doğu petrol savaşları, Libya ve Venezüella’da yaşananlar petrolün önemli bir savaş nedeni olduğunu gözler önüne serer.
Uğruna savaşılanların en önemlilerinden bir de ‘Altın’dır. Tarih boyunca zenginliğin sembolü olan altın, keşiflerden sömürgeciliğe kadar birçok çatışmanın merkezinde yer almıştır. İspanyolların Amerika'yı keşfetmeleri, yerlileri altın için katletmeleri ve ardından gelen eski dünya artığı “vahşi”lerin altına hücum furyasıyla Amerika kıtasına yayılmaları bu gerçeği yansıtır. O vahşiler aslında hepimiziz. Amerika kıtasında huzurla yaşayan yerli sakinleri altınları uğruna harcarken onlara “vahşi” diyorduk, değil mi?
‘Para’, Dünyanın Parası da payını beğenmeyen, bazılarının pay almaya değecek kadar çalışmadığını düşünen ülkeler için uğruna savaşılacak şeylerin ilk sıralarında geliyor. Ekonomik güç ve refah arayışı, uluslararası ilişkileri ve savaşları şekillendiren unsurlardandır. Ekonomik krizler, borçlanma ve kaynakların yeniden dağıtımı adına gerçekleştirilen savaşlar, modern çağın bir gerçeğidir. Aslında tüm bu uğraşlar artı değerin kapışılması için verilir. Öyle ya, komşunun tavuğu komşuya kaz görünür.
‘Kadın’, uğruna savaşılanın en önemlilerinden biri. Tarih boyunca kadınlar, toplumların sosyal ve kültürel yapılarında önemli rol oynamışlardır. Kadın uğruna verilen mücadeleler, aşkın ve tutkuların savaş meydanlarına taşınmasına neden olmuştur. Truvalı Helen’in anlatısı öne çıksa da tarih boyunca kadın için savaşan ülkeler ve bireyler olmuştur. Ve olmaya da devam edecektir.
‘Özgürlük’, uğruna savaşılan önemli bir motivasyon kaynağıdır. Özgürlük için verilen savaşlar, insanların baskı ve zulümden kurtulma arzusunu yansıtır. Amerikan Bağımsızlık Savaşı, Fransız Devrimi ve Türk Kurtuluş Savaşı özgürlük ve eşitlik idealleri uğruna verilen mücadelenin simgelerindendir.
‘Şan’ da uğruna savaşılacaklar listesinde yer tutar. Nam salmak, ünlü olmak, saygı duyulmak, kabul görmek, biat isteği özellikle eski çağlarda savaşların tetikleyicisi olmuştur. Krallar, kendi egolarını ve güçlerini kanıtlamak için savaşlara girerek binlerce insanın ölümüne ve acı çekmesine neden olmuşlardır.
Uğruna savaşılan şeyler tarih boyunca insanlığın yönünü belirlemiş ve uygarlığımızın şekillenmesinde önemli rol oynamışlardır. Bu kavramlar, sadece geçmişin değil, günümüz dünyasının da dinamiklerini oluşturmaktadır.
Bütün bu yazılanlar devletleri ilgilendiriyor gibi görünse de, aslında bireysel savaşlarımızı da anlatıyor. Hepimiz Tanrı için, toprak için, enerji için, altın, para ve özgürlük için savaşıyoruz. Yaşamak zaten çok büyük bir savaşın kendisi ve yaşamımız büyük bir savaş meydanı değil midir?..
Oysa aslında savaşmak kaçınılmaz olduğunda; onur, iyilik, özgürlük, cumhuriyet ve demokrasi uğruna savaşmalıydık. Ya da boş verip savaşları, her koşulda barışlar inşa edebilmeliydik. Sağlıcakla…