İş hayatında roller değişiyor. Bir zamanlar zorlu çalışma şartları ve düşük ücretlerden dolayı tercih edilmeyen inşaat sektörü, adeta altın gibi değerlenmeye başladı. Ebeveynlerin; “Okumazsan seni sanayiye/inşaata veririm” sözü ise “Okuma inşaatta çalış, daha fazla kazanırsın”’a döndü
Çok değil, bundan 10-20 yıl öncesine kadar boya, sıva, demir, kalıp gibi inşaatta uzmanlık gerektiren alanlara yönelim azdı. Eğitim hayatı yerine çalışma hayatına atılan bir kesimin sürdürdüğü meslekler arasında yer alan inşaat işçiliğinin beyaz yakalı mesleklerden daha fazla maaş alacağını kim bilebilirdi ki? Ancak, tercih edilmeyen meslek öyle bir noktaya geldi ki, aylık ücreti 50 bin TL’yi aşmasına rağmen eleman bulamaz hale geldi.
Vasıflı ol vasıfsız ol ne olursan ol yine gel diyen inşaat sektöründe gelen giden yok. Gençlerin büyük bir çoğunluğunun üniversite okumayı tercih etmesi iş gücünün kanayan yarasına parmak basmaya devam ediyor. Belli ki gençlerin gözü zamanında epey korkmuş. Hal böyle olunca sorunun dermanı nasıl bulunacak bilinmiyor.
Her yıl binlerce yeni inşaat ise eleman sorununa rağmen yapılmaya devam ediyor. İnşaatlarda yeterli eleman bulunamadığı için 20 kişinin işini 10 kişi yapmaya çalışıyor. Zamanında yetişmeyen inşaatlar ise hem müteahhitlere hem de vatandaşlara sorun olarak yansıyor. Nasıl ki bundan yıllar önce inşaat sektörünün bu denli para kazandıracağı ön görülmezken, belki de bundan 10 yıl sonra en çok tercih edilen sektör haline gelir. Kim bilir?