Dün markete gidip evin eksiklerini almak istedim. Ancak elimi nere atsam geri bıraktım. Baklagillerin fiyatları gerçekten moralimi bozdu. Zaten birçok şeyi almadan da çıktım. Almak için gittiğim ancak alamadıklarımın hepsini hesapladım bin lirayı geçti. Benim aklım almıyor. Tarım ülkesi olup her şeyi nasıl pahalıya tüketiyoruz. Ya bir kilo fasulye nasıl 100 lira oluyor?
Nasıl bu hale geldik diye saçma bir soru sormayacağım. Ancak bu fiyatları da vicdanım kabul etmiyor. Tarım ülkesi olup, hiçbir tarım ürününe ulaşamamak akıl karı değil.
Geçtiğimiz günlerde Antalya Tarım Konseyi (ATAK), toplantısı yapıldı. Toplantıda ATAK raporunda, üyelerin talep ve önerileri içeren 32 madde yer aldı. Bakın o talep ve önerilerde neler yer alıyor?
Raporda:
“Raporda, Bütünşehir Yasası’nın kırsaldaki tarımsal faaliyetleri zorlaştırdığı vurgulanırken, maliyetleri yükselttiğine dikkat çekildi. Yerel yönetimlerle tarım sektörünün ilişkisinin büyük bölümünün harç ve vergi ödemelerinden ibaret olduğunu kaydeden ATAK üyeleri, yerel yönetimlerin ayda en az bir kere tarım sektörüyle toplantı yapmasını, sektörel plan, proje, destek ve yönlendirme faaliyetlerinin görüşülmesini talep etti. Kırsal alan ve tarımsal faaliyetler ile ilgili konulardaki planlamalar ve projelendirmeler yöredekilerle önceden paylaşılmalı ve görüşler dikkate alınmalıdır. Gübre, ilaç, tohum, fide, yem gibi özellikli girdi destekleri kırsalın niteliklerine uygun, şeffaf ve yaygın şekilde verilmelidir. Enerji ve sulama gibi genel amaçlı destekler, tüm kırsalda yoğunluğa göre yaygınlaştırılarak verilmelidir. Tarımsal faaliyetlerde kullanılmak üzere yenilenebilir (güneş, rüzgar) enerji yatırımlarına kırsalın özelliklerine uygun etkili destek verilmelidir. Veteriner ve ziraat mühendisi danışmanlıkları tüm kırsala planlı ve etkili biçimde yaygınlaştırılarak sağlanmalıdır. Ürünlerin bollaştığı ve fiyatlarının maliyet altına geldiği dönemlerde doğrudan alım destekleri vermelidir. Küçükbaş hayvancılığa ve özellikle Teke yöresi değerlerine önem verilmeli ve etkili desteklenmelidir. Göçer hayvancılık artırılmalı ve desteklenmelidir. Sulak alanlar, eylek, yaylak ve meralar koruma altına alınmalı ve rehabilitasyonu yapılmalıdır. Kırsaldaki tarımsal faaliyetlerle ilgili acil konularda hızlı, etkili ve şeffaf destek vermelidir. Kırsalda damla sulamaya destek artmalıdır yerel yönetimlerin kırsaldaki sulama, enerji, atık, mera ıslah ve ulaşım gibi sektörel alt yapı yatırımları geliştirilmelidir. Tarımsal atıkların toplanması, geri kazanılması ve dere yataklarının ıslah edilerek temizlenmesi sağlanmalıdır. Çay ve derelerin kadastro çalışmaları ile denize ulaşımı engellendiği için su basması-sel felaketleri yaşanmaktadır. Çay ve dere kenarlarına inşaat yapı izni verilmemelidir. Yağmur sularının tutulması ve yağmur hasadı projeleri geliştirilmelidir. Kırsalda yapılan evlerde elektrik, su ve diğer donatım hatlarıyla ilgili ruhsat sorunları çözülmelidir. Bu durum bile tersine göçü olumlu etkileyecektir. Belediye kırsalda iç taraflarda kalan tarlalara yol açmalıdır. Kırsal kesimdeki mera, tarım alanı ve benzeri taşınmazlarla ilgili muhtarların dava açma hakkı yeniden verilmelidir. Yerel yönetimler bu konuya destek olmalıdır” talepler yer aldı. Ya halkı anlamıyorsunuz, bir habersiniz anladık. Ama ne olur önde gelenlere kulak verin. İsyan noktasındayım.