Bugün Cumhuriyet Halk Partisi’nin kuruluşunun 100. yılı. Aslında CHP’nin ilk temelleri Sivas Kongresi’nde atılsa da resmi olarak 9 Eylül 1923’de kuruldu. Koca çınar bu süreçte kaç tane partinin açıldığını, kaçının kapandığını gördü. Kaç kez iktidar oldu, kaç kez kaybetti. Çok ama çok uzun süredir ise iktidara hasret. Aslında CHP’yi tek kelime ile tarif et deseler, hiç tereddüt etmeden “Düşünmek” derim.  Çünkü CHP seçmeni her konuya tereddütlü yaklaşır, çünkü düşünür. Cahil hadsizliği yoktur. Her konuyu düşünür, süzer ve karar verir. Bu nedenle de yıllar içerisinde CHP kabuk değiştirmiş, halktan kopmuş, köyden çekilmiş, gettolardan uzaklaşmış ve aristokrat yapının içerisine girerek daha filozofik bir yaklaşımı benimsemiştir. İşte bu da CHP’yi biraz daha yazan, çizen, daha çok metropollerde ikamet eden, ülke meselelerine daha çok kafa yoran bir kesimin partisi haline getirmiştir. Sorun ise bu sayının ülke nüfusunun çeyreği kadar olmasıdır. Belki “Kardeşim senin dünyadan haberin yok. Kemal Kılıçdaroğlu son seçimlerde yüzde 48,5 oy aldı” diyebilirsiniz. Ancak bunun böyle olmadığını biliyoruz. Benim yukarıda tanımını yaptığım kesim bu ülkede sağdan say, soldan say yüzde 25.

Üstelik elde tutması da çok zor bir yüzde 25. Bugün birçok partide koyduğun adayın önemi yoktur. O zaten aday koymasanız bile oy verecek. Bu aday ne getirir ne götürür, kimdir necidir diye bakmaz. Sadece logoya oyunu basar geçer. Sizin ise CHP’de öyle bir lüksünüz yoktur. İşte en yakın örneği 8 milletvekili cepte, 9 milletvekili çıkarabiliriz dediğiniz seçimde 6 milletvekilini zor alırsınız. Sonra 20 bin oy ancak alır dediğiniz TİP 76 bin oyu alınca da şaşırıp kaldınız. Çünkü CHP seçmeni önüne her konulanı yemez. Yediremezsiniz. Çünkü CHP seçmeni parti logosuna mantıklı yönettiğiniz kadar aşıktır. CHP seçmeni takım tutar gibi parti tutmaz. Kişileri sorgular, hedefleri sorgular, genel başkanını sorgular ve bunlar kafasına yatınca gider oyunu verir. Eğer yatmazsa başka partiye oy vermese bile sandığa gitmez. Hele ki tıpış tıpış hiç gitmez…

Bu ülkede belki CHP bir daha hiç iktidar olamayacak. AK Partiler bitecek, kara partiler gelecek. Ancak fark etmez. Bugün 1980 sonrası iktidar gören partileri sayalım. ANAP, DYP, DSP, MHP, Saadet. Bugün MHP dışında ayakta kalan hangi parti vardır? CHP bu ülkenin kurucusunun partisidir. Devletin sahibidir. Belki gençler bu duruma isyan ediyor, iktidar istiyor. Elbette isterler haklarıdırlar. Ama siyaset yapmak demek, sadece iktidar olmak demek değil. Eğer öyle olsaydı yukarıda saydığım partiler halen varlıklarını sürdürüyor olurlardı. Bu nedenle enseyi karartmak yok. CHP halka kendini anlatmaya devam etmeli. Partiyi sağa çekerek iktidar olmaktansa, yerinde kalıp muhalefet kalması evladır. Çünkü bu partinin kurucusu omurgasızlık yapmak yerine, bin yıl iktidar olmamayı göze alırdı. Lütfen beyler. Kimin emanetini taşıdığınızı unutmayın. Daha sen bunu anlamadıysan, hiçbir şeyi anlamamışsın demektir… Sen cumhuriyetin iktidarı olmasan bile yılmaz bekçisi olmak zorundasın…

İL BAŞKANI MESELESİ

Bu arada düşünen CHP’den bahsetmişken, ilk kez yeni bir durum oluştu. CHP’nin çok farklı gruplarının ilk kez mutabakata vardıkları bir konu var ki, o da İl Başkanı adayının tek olması. İlçe seçimlerini değim yerindeyse darbeli geçiren CHP, artık sükunet istiyor. Yerel seçimler öncesi kongre yarışına girmek istemiyor. Geçtiğimiz günlerde gazeteci Ebru Küçükaydın arkadaşımız CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmüş. Bu dönem yazdığı yazılarla Antalya’da gündem yaratan Küçükaydın öyle ya da böyle bir gazetecilik başarısı sergilemiş ve genel merkezde Sayın Kılıçdaroğlu ile görüşerek haber yapmış. Bende onun yaptığı bu haberle ilgili kendisinden de izin alarak bazı satır başlarını alarak haberin başına çektim. Aman Allahım sen misin böyle yapan. Orada Nuri Cengiz dememişmiş, genel başkan birini överse çizecekmiş, başkanlara siz karışmayın demezmiş. Kırk dereden su getirdiler. Ya ben Nuri Cengiz hayranı değilim ki, ama çok şükür okuduğumu da anlıyorum. Bu arada beni bu kadar kişi aradıysa vay Ebru’nun hâkline. Tabi Küçükaydın’ın bu röportajının ardından herkes başlamış hesap yapmaya. Şimdi diyorlar ki bir il başkanı üzerinde birleşelim, ama bu benim istediğim aday olsun.

Şimdilerde hummalı bir çalışma var. Herkes oturmuş bu il başkanı kim olur diye hesap yapıyor. Şu ana kadar da birçok isim ortaya atıldı. Nilüfer Deveci, Devrim Kök, Niyazi Nefi Kara, Tuncay Ercenk bunlardan birkaçı. Ancak şu ana kadar çıkıp ben adayım diyen bir tek Nuri Cengiz var. Önümüzdeki hafta ise ilginç bir hamle olacak. Hafta içinde Antalya’dan bir heyet giderek CHP eski Antalya Milletvekili ve aynı zamanda eski Kumluca İlçe Başkanı Nail Kamacı’nın ismini Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na verecek. Kamacı daha önce de Kumluca’da grupların tek adayı olarak seçime gitmiş ve ilçe başkanı olmuştu. Kamacı formülü tutar mı bilmem. Kim il başkanı olursa olsun haddim olmadan verebileceğim tek bir tavsiyem olabilir ki o da CHP’nin kesinlikle yerel seçimler öncesi çekişmeli bir kongreye girmemesidir. Tabi süre kısalıyor. Duyduğuma göre önümüzdeki günlerde genel merkezden birileri gelecek ve şu ana kadar kendilerine iletilen isimleri partililerle konuşacak. Kimi aday yaparlarsa yapsınlar, sadece seçecekleri ismin asırlık bir partinin il başkanı olacağını unutmasınlar.

Esen kalın…