Genellikle siyaset yazan ben bugün böyle bir başlık attım. Aslında bu yazı biraz geçmişe yolculuk, belki biraz özlem ama en önemlisi de bence toplum olarak almamız gereken tedbirler.

Şimdiden yazıyı merak ettiğinizi hissediyor ve başlıyorum… Ben 53 yaşındayım. Bizim çocukluk ve gençlik yıllarımızda aşk inanılmaz yoğun bir duyguydu. Ortaokul birinci sınıfta aşık olduğumuz bir kıza okul bitinceye kadar açılamazdık. Lise de biraz daha cüretkar olsak da yine de duygular bastırılırdı. Ama aşık olmanın bir raconu vardı. Eğer bir arkadaşınız bir kıza aşıksa o artık sizin yengeniz olurdu. Arkadaşınız o kıza hiç açılamasa da, hatta sizden hoşlansa bile durum değişmezdi. O artık bir başkasınındı. Sevdiğiniz kızın elini tutsanız o gün elinizi yıkamazdınız. O zamanlar birlikte fotoğraf çektirmek hemen hemen imkansızdı. Ama kız arkadaşınız eğer bir vesikalık fotoğrafını bile verse onu yanınızdan hiç ayırmazdınız.

Ben yaştakiler beni anlarlar. Gençler ise film sanır. Bu nedenle de aslında bir kız arkadaşınız olduğu zaman ona çok zor ulaştığınız için değerini bilirdiniz. Saygınızı hiç kaybetmezdiniz. Hoş sonraki yıllarda o romantik insanlar nasıl oldu da ormantik insanlar olduk hala da anlamadım ya…

SOSYAL MEDYA ÇILGINLIĞI

Bunları niye yazıyorum. Son zamanlarda sosyal medyada inanılmaz şeyler yaşanıyor. Mesela birisi var. O ekibiyle beraber sevgili, nişanlı ve hatta evli insanları ihanete sürüklüyor. Karşı taraf kadınsa ekipten lüks otomobilli arkadaşlarını, erkekse güzel bir kadını bu kişiye gönderip gizli çekim yapıyorlar. İhanet etmezse 10 bin TL. ederse izleme rekorları…

Bir başkası daha var. O da eşinin, sevgilisinin her neyse en yakın arkadaşını telefonla aratıyor ve ondan hoşlandığını söylüyor. Karşı taraf reddederse 200 TL, reddetmezse para yok.

TOPLUM OLARAK NEREYE GİDİYORUZ?

Yahu arkadaşlar biz ne yaşıyoruz? Toplumcak tırlattık mı? Bu nasıl bir rezillik. Önce insanları kandır, sonra da bunları yayınla. Bu toplumun tertemiz aşklarına ne oldu? Arkadaşının platonik aşkını yenge kabul eden zamanın gençleri uzaydan mı gelmişti? Muhafazakar bir yapıya geçme endişesi yaşarken, geldiğimiz duruma bakın… Deizm, ateizm almış başını gidiyor. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Toplumu toplum yapan birçok duyguyu kaybediyoruz.

Bence bu tür yayınların acilen önüne geçilmeli. Maalesef gençlerimiz üremekten, emekten vazgeçmiş durumda. Bir çoğu fenomen olup yırtmanın peşinde. Dilan Polat tutuklandığında bu iş belki gençlere ders olur demiştim. Salınınca bırakın dersi takipçi sayıları rekor kırdı.

Ben kimsenin özgürlüğüne kısıt getirilmesi taraftarı değilim. Ama dünyanın da sosyal medyadan ibaret olmadığını anlatmak zorundayız. Bazı toplumsal değerlerin kişisel menfaatlerin üzerinde olduğunu onlara aktarmalıyız.

POPÇU, TOPÇU, FENOMEN

Gençler arasında herhalde bir anket yapılsa yarısından fazlası topçu, popçu ve fenomen olmak istiyor. Yani işin içinde hiçbir şekilde emek yok. Ne demişti Milli Eğitim eski Bakanı Ziya Selçuk, “Sen ağa ben ağa inekleri kim sağa?” İnekleri kim sağacak bilmiyorum ama maalesef gençlerin hedefi videolarını izleyenleri sağmak.

Peki bu onların suçu mu? Gençleri tüketici olarak yetiştiren, umutlarını çalan, üniversiteli işsiz yapan  bizlerin hiç mi suçu yok. Bu iş nereye varır bilmem ama şimdilerde genç olmadığım için çok ama çok mutluyum. 

Esen kalın…