Sonbahar Antalya’nın dağlarına, ormanlarına kendini usulca bırakırken, doğa bize en güzel armağanlarından birini sunuyor: mantarlar!
Hem lezzetiyle sofralarımızı zenginleştiren hem de doğayla kurduğumuz bağı pekiştiren bu sihirli mantar avı, Antalya’da bir ritüel adeta. Gelin, bu keyifli serüvene hep birlikte çıkalım.
Sabahın erken saatlerinde, henüz güneş tepelerde kendini göstermemişken yola düşenler bilir; Antalya ormanları bu mevsimde bambaşka bir güzelliğe bürünür. Dağların zirvelerinden gelen serin esintiler, ağaçların yapraklarında dolanan güneş ışıkları ve kuş cıvıltılarıyla adeta bir masalın içindeymiş gibi hissettirir insanı. Toprağın kokusu bile farklıdır; biraz nemli, biraz odunsu, biraz da çam iğneleriyle tatlanmış…
Mantar toplamak, aslında sadece mantar bulmak değil; ormanın dilini okumaktır. Yerel halk arasında bu işin ustaları vardır, kulaktan kulağa geçen bilgileriyle en lezzetli türleri hemen tanırlar. Ama dikkat etmek gerek, zira doğa her zaman dostane davranmaz. Zehirli mantarları tanımak, tecrübe ve dikkat gerektirir. Eğer işin acemisiysek, yanımızda bilen biriyle yola çıkmak en iyisi.
Mantar avı sırasında en sevilen duraklardan biri Geyikbayırı’dır mesela. Çam ormanları ve taşlık arazileriyle ünlü bu bölge, lezzetli kanlıca mantarlarıyla tanınır. Özellikle yağmurlardan sonra ortaya çıkan bu turuncu renkli güzeller, mis gibi kokusuyla sofralarımızın baş tacı olur. Geyikbayırı’nda toplanan mantarları közde pişirmek, bölgenin vazgeçilmez geleneklerinden biridir. Yanında da biraz keçi peyniri ve ekşi maya ekmek varsa, işte size Antalya’nın en doğal ziyafeti!
Elbette mantar toplamak, sadece yemekle sınırlı bir tutku değil; doğayla olan bağımızı güçlendiren bir meditasyon gibi. Her adımda farklı bir mantarın peşine düşmek, doğanın sürprizlerine tanık olmak ve her bulduğunuz mantarla çocuklar gibi sevinmek… İnsanı hem eğlendiren hem de doğayla buluşturan bir aktivite bu.
Antalya’nın ormanları bu mevsimde mantar meraklılarıyla dolup taşar. Genç, yaşlı demeden herkesin elinde sepetlerle ormanda yürüdüğünü görürsünüz. Kimisi çocukluğundan bu yana bu geleneği sürdürürken, kimisi ise şehir hayatının karmaşasından uzaklaşmak için gelir bu büyülü yerlere. Bu yüzden mantar toplamak, aslında biraz da çocukluğumuza dönmektir; o saf ve doğal mutluluğu yeniden hissetmektir.
Özetle, Antalya’da mantar toplamak sadece bir hobi değil, bir yaşam biçimi. Ormanlarımıza saygı duyarak, doğanın sunduğu bu sihirli lezzetleri keşfetmek hem ruhumuza hem de soframıza bir dokunuş katıyor. Yanınıza bir sepet alın, eski bir dostla ormanın derinliklerine doğru yürüyün. Kim bilir, belki siz de doğanın bu sessiz hediyeleriyle kendi hikayenizi yazarsınız.
Haydi, ormanın büyülü dünyasına dalmaya var mısınız?