Temmuz 2024.. Türkiye için çok karlı bir ay oldu. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek asgari ücrete ara zam yapılmayacağını açıkladı. Aynı günlerde bir de Türkiye genelinde uygulanan kira artışlarına %25 zam sınırı uygulamadan kalktı..
Ard arda iç açıcı haberler aldı ülkemiz.. Aslında bu iki karar da hem bir şey değiştirmedi hem çok şey değiştirdi. Çünkü asgari ücrete ne kadar zam yapılırsa yapılsın daha fazla oranda giderler artıyor ve kiralara uygulanan %25'lik zam sınırı da kimse uymuyordu. Ama yine de insanlar belli başlı sınırların olması konusunda (her ne kadar kağıt üstünde olsa da) biraz güvende hissediyordu.
Yani işe yaramayacak ama en azından bazı kararlar alınıyor diyebiliyorduk. Şimdi ise açık açık hiçbir şey yapmıyoruz, yapmayacağız demeye getirdiler olayı. Şimdi kira artışları ile ilgili vatandaşın kanuni açıdan bir umudu da kalmadı. En azından bir mahkemeye gidip şu sınırı aştı diye şikayet etme hakkı vardı o da kalmadı. Ev sahipleri kafalarına göre kiraları 2,3 katına çıkarabilecek. Bir yandan da asgari ücrette bir artış olmadı. Yani vatandaş darbe üstüne darbe yiyor.
Bu ülkede kalıp, doğduğu ve büyüdüğü yerde hayatını devam ettirmek isteyenler bile kaçıp gidecek yer arıyor. Ama öyle durumdaki insanlar başka ülkeye istemeye istemeye gitmek mecburiyetinde olanlar bile zaten önüne çıkan sayısız engel yüzünden gidemiyor. Bu ülkedeki vatandaşlar adeta kapana kısılmış durumdalar. Ne burda yaşanabiliyor ne başka diyarlara gidecek yollar bulunabiliyor. İnsanlar tükendikleri, hayattan soğudukları bir düzenin içine sokuluyor sonra da bu insanlardan şikayet etmemeleri, çalışkan ve üretken olmaları isteniyor.
Bir zamanlar keyif için ya da bir farklılık yapalım diye aldığımız, yediğimiz, içtiğimiz şeyleri şimdi lüks olarak görüyorken bir de bizden şükretmemiz bekleniyor. Ve bu seviyeye gelmemiz öyle uzun yıllar sürmedi. Çok kısa sürede tükendik, tüketildik. Bu böyle nereye kadar gider bilinmez ama bu şartlar altında bu ülkede akıl ve ruh sağlığı yerinde olan çok az kişinin kalacağı belli oldu.. Gelirler Afrika, giderler Dubai dediğimiz noktadayız artık..