Ülkenin gittiği nokta gerçekten içler acısı halde. Hangi kesime dokunursanız dokunun bin ah işitirsiniz.

Gençlerin umudu kalmazken, emekliler ise ölümü bekler hale geldi. Bir düşünün 60 yaşına kadar çalışıyorsunuz. Milletiniz ve devletiniz için elinizden geleni yapıyorsunuz. Tek amacınız emekli olup, son yıllarınızı rahat bir şekilde yaşamak. Ne kadar mütevazi, ne kadar sade bir hayal. Birçok insanın emeklilik hayali bir sahil kasabasında ufak bir evde huzurla yaşamak. Yıllarca kalabalıklar içinde yaşam mücadelesi veren insanların bu hayali kurması kadar normal bir şey yok dimi? Bence bu onların en doğal hali.

Ama gel gelelim gerçeklere. Bırakın sahil kasabasını emekli artık kahveye bile gidemiyor. Kendilerine ve yandaşlarına kepçe kepçe destek verenler, emeklinin ekmeğine göz dikmiş. Yıllarca bu ülkeye emek vermiş insanların yaşadıkları hiçbir vicdana sığmaz. Emekli olup, rahata ereceklerdi sözde. Ancak reelde yaşamaya bile mecalleri kalmadı. Defalarca duydum, gördüm, haberini yaptım pazardan çürük meyve sebze toplayan emeklilerin. Defalarca haber yaptım, hiçbir vasfı olmadığı halde sırtını birilerine dayayan ve asalak gibi yaşayanları.

Müslüman bir ülkede yaşananlar insanın dine olan inancını zedeler hale gelmişken, şunu söylemek isterim. Bu dünya kimseye kalmayacak. Siz sözde Müslümanlar acaba Allah’a nasıl hesap vereceksiniz? Benim vicdanım el vermiyor. Umarım bir gün vicdana geldiniz de geç olmaz.