Antalya, son yıllarda Türkiye'nin en pahalı kentlerinden biri haline gelerek özellikle kiraların yüksek olduğu bir şehir haline geldi.

Bu durum, memurlar başta olmak üzere birçok kişinin şehri terk etme isteğine yol açıyor.

Memurlar, iş ve yaşam dengelemek adına daha uygun maliyetli şehirlere yönelme eğiliminde.

Antalya'nın turizm potansiyeli, kentteki gayrimenkul fiyatlarını ve kira bedellerini artıran ana etkenlerden biri olarak öne çıkıyor.

Yoğun turistik talep, kiralık konutlarda arz eksikliğine yol açıyor ve bu da doğal olarak kiraların yükselmesine neden oluyor.

Memurlar ve diğer çalışanlar, maaşları ile bu yüksek yaşam maliyetini dengelemekte zorlanıyorlar.

Bu durum, Antalya'da çalışan memurların başka şehirlere yönelme isteğini artırıyor.

Daha düşük maliyetli şehirler, iş ve yaşam dengesini sağlama adına tercih ediliyor.

Ancak, bu durum şehirde istihdamın ve yerel ekonominin dengesini etkileyebilir.

Sonuç olarak, yüksek yaşam maliyetleri, özellikle memurların Antalya'dan ayrılma isteğine sebep oluyor.

Turizm sektörü bu konudaki uyarısını, ATSO meclisinden, çok önceden yapmıştı.

'Kent pahalı, kiralar insanları kaçırıyor' diyerek sektör çalışanları için lojmanlar yapılmasını talep etmişlerdi.

Şimdi benzer uyarılar sağlık çalışanları, emniyet personeli için TBMM'de dile getiriliyor.

Demedi demeyin...

Bu durum ileride başımıza büyük sorunlar açacak.

Pandemi öncesine kadar esnaf, 'Çırak bulamıyoruz, yeni ustalar yetişmiyor' diye yakınıyordu, hatırlatmak isterim.

Böyle giderse bu durum şehirdeki konut piyasasını, iş gücünü ve yerel ekonomiyi etkileyebilecek önemli bir dinamik olarak karşımıza çok güçlü bir şekilde çıkacak.

O zaman da 'İşimiz zor' boyutu, 'İşimiz çok zor' aşamasına geçmiş olacak.

Kalın sağlıcakla...