İngilizce küresel bir dildir. Bu sebeple İngilizce bilen bir kişi dünyanın her yerinde iletişim konusunda sorun yaşamamaktadır.

Dünyanın en çok konuştuğu üçüncü dil olan İngilizce bizim ülkemizde de statü dengesinde ciddi bir öneme sahiptir. Dil bilmek her zaman önemli olmuş ve önemini korumaya devam edecektir. Ama bu ülkede İngilizce ile ilgili ciddi bir dil yozlaşması yaşanmakta. Türkçe konuşmaların arasına sıkıştırılan İngilizce kelimeler, kullanan kişiler tarafından havalı kabul edilmekte. ‘Ben İngilizce biliyorum’ demenin bir yolu olmuş durumda. Cümlenin tamamını İngilizce konuştuğunda karşı tarafın kendisini anlamayacağını bildiği için araya İngilizce kelimeler sıkıştırıp üstünlük taslaması sıkça karşılaşılan bir durum haline geldi. Sanırım fark etmedikleri bir durum var. Dile getirmek isterim. Aynı dili konuştuğumuz halde bile birbirimizi anlamadığımız şu dönemde araya giren yabancı kelimelerin bizlere hiçbir faydası yok. Dil bilmek önemli. Hatta çok önemli diyebiliriz. Olabildiğince fazla dil bilmek de gerekiyor.  Bildiğiniz dili aktif mi etmek istiyorsunuz o zaman yapmanız gereken tek şey o dile sahip insanlarla iletişim kurmaktır. Ve kendinizi daha da geliştirmektir. Türkçenin arasına yabancı kelimeler yerleştirince ne havalı ne de üstün oluyorsunuz. Yaptığınız tek şey dili daha anlaşılmaz yapmaktan, dili yozlaştırmaktan öteye geçmiyor.

İNGİLİZCE MENÜLER

Birde önemli bir konu var ki canımızı ciddi anlamda sıkıyor. Menülerin İngilizce yazması. Türkiye’de yaşayıp menüleri okuyamadığı için sipariş veremeyen ve kendini eksik hisseden çok fazla insan mevcut. Herkes yabancı dil bilmemekte ve bu yüzden kendini kötü hissetmekte. Bu durum çoğunlukla turistleri düşünerek yapılmış eylemler. Turizm ekonomiyi etkileyen önemli bir unsur olabilir. Ama turistler düşünülerek yapılan eylemler yerel halkın sıkıntı çekmesine neden olmakta.  Neden kendi yaşadığım ülkede bir restoran ya da kafeye gitmeden önce yüz kere düşüneyim. Neden aklımda hep “Acaba menüler Türkçe mi?” sorusu belirsin. Emin olun bu sebepten sipariş veremeyen birçok insan var. Hatta bir kere gittiğinde kendini rahatsız hissettiyse oraya ikinci kez girmek istemeyen insanlar da var.  Aslında çözüm basit. Menüler Türkçe yazmalıdır. Turist yoğunluğu olan yerlerde ise menüler çift dille yazılıp soruna köklü bir çözüm getirilmelidir. Bu ülkenin insanları kendi topraklarında yabancılaştırılmamalıdır. Karamelli sütlü kahve istediğimde kendi dilimde sipariş vermeliyim. ‘Bir tane caramel milk caffee alabilir miyim?’ dememeliyim.