Önce AKP’ye bakacak olursak, mevcut normal hukuk koşullarında yapılacak bir seçimden AKP’nin durumunu toplayarak iktidarını beş yıl daha uzatması, olanaksızlık olasılığında görülmektedir.

Çünkü ekonomi denetimsiz başıboş ilerlemekte ve bunu dizginlemek olanaksız hale gelmiştir. Bunu toparlamak için sağdan soldan 15-20 milyar dolar bularak düzeltmek olanağı kalmamıştır. Açıkları yüz milyar dolarlarla bile kapatmak çok zordur.

Yandaş ve yönetici sınıfın lüks ve israfını frenlemek de olanaksızlaşmıştır. Derler ya alışmış kudurmuştan beterdir. Alışılmış olan lüks yaşamdan kimse vazgeçmeye yanaşmayacaktır. Siyasal İslam’ın da gerçek İslam’la alakasız, İslam’dan başka her şey olduğu çıkarlar için geliştirilmiş bir şirk dini olduğu anlaşılmış, insanlar dininden soğutulmuştur.

Ak Partinin PKK ve Fetö korkutmaları ile dış düşman veya dost kavramları da özellikle Gazze olayında iyice ortaya çıkmıştır. Kaldı ki açlık korkusu tüm korkuların önüne geçtikten sonra diğer korkuların bir önemi kalmamıştır. Onun için AKP’nin kendisini toparlayarak normal hukuk kuralları içinde tekrar seçim kazanma olasılığı, muhalefetin kucağına gelip oturmuş olan bir fırsatı değerlendirememe olasılığı ile aynı orandadır diye düşünüyorum.

Olayın CHP tarafına bakacak olursak, CHP’nin işi hem çok kolay ve hem de çok zordur. CHP muhalefette ense yapma kolaycılığından vazgeçip de “Gerçekten ülkemin bana ihtiyacı var, artık elimi taşın altına sokmalıyım” der ve bu yolda bilimsel veriler doğrultusunda halka yaklaşırsa iktidar olması kolaydır. Fakat CHP bugüne dek uyguladığı bilim dışı ilkel politikalarla devem ederse, iktidar olmak değil mevcut oyları bile elinde tutamaz.

CHP’ye 2012 seçimlerinden bu yana hep bir propaganda bilim kurulu oluşturmasını tavsiye ettim. Çünkü bugün bilimi kullanmadan kimsenin bir yerlere gelmesi ve başarılı olması düşünülemez. Hırsızların, mafyanın, terör örgütlerinin, fahişelerin bile bilimi kullandığı bir dönemde CHP propaganda biliminin dışında dolaşmaktadır. Oysa propaganda bilimi en az 8-10 bilimin sentezi olan bir bilimdir. CHP ise propagandayı hala Ecevit-Demirel çekişmesi sanıyor.

AKP’nin 22 yıldır iktidarda kalmasının temel nedeni ise bilimsel propagandayı çok iyi kullanması yüzündendir. AKP propaganda bilimini kullanarak toplumun hangi kesimlerine nasıl davranılması ve nasıl seslenilmesi gerektiğinin senaryosunu yazıp genel başkana veriyor ve genel başkan süper bir aktör gibi bu senaryoyu oynuyor.

CHP’nin de muhafazakâr vatandaşlarımızla bilimsel veriler ışığında iyi bir iletişim geliştirmesi gerekmektedir. Bu iletişim halkı aldatmaya, kandırıp oyunu almaya yönelik değil ciddi ve samimi bir iletişim olmalıdır. Deniz Baykal döneminde cumhuriyet yürüyüşleriyle Atatürk ve laik demokratik sistem benimdir, siz bu alana giremezsiniz dercesine Atatürkçü ve muhafazakâr demokratları adeta öteleyen, kovan, sonra da %20’lerin altında kalınca dincilik ve milliyetçiliğe soyunarak muhafazakar vatandaşın oyunu almaya çalışan dengesiz tutarsız politikaları denenmiş ve bunlardan bir sonuç alamamıştır.

CHP’deki yanlışlık, Türk halkı cahildir, dindar, milliyetçi muhafazakardır. Normal koşullarda bana oy vermez. Öyleyse dindar ve milliyetçi görünerek bir kurnazlık yapıp kandırıp oylarını almalıyım. Böyle bir şey kendinizi kandırmak olur. Muhafazakâr vatandaş dindarlığa ve milliyetçiliğe oy verecekse zaten bunların kurulmuş partileri vardır. Gider ona oy verir. Deniz Baykal bunu denedi ve havasını aldı. Onun için CHP halkın karşısına kendi doğrularıyla ve kapsayıcı kucaklayıcı bir anlayışla gitmeli ama cumhuriyet yürüyüşlerinde olduğu gibi dışlayıcı olmamalıdır.

Eğer doğru, samimi ve bilimsel bir iletişim geliştirilirse, yalana talana takiyeye gerek kalmadan Türk halkı Laik demokratik çağdaş cumhuriyeti de kolayca anlayabilir. Yeter ki yöntemler doğru olsun. İletişim doğru kurulsun ve halka güvenilsin. Çünkü Türk halkı cahil olabilir. Doğruyu bilmeyebilir. Ama doğru ortaya geldiği zaman bunu anlar ve hemen sahiplenir.

Sonuç olarak AKP’nin toparlanması zor olduğu kadar CHP’nin muhafazakâr vatandaşlarımızla bilimsel verilere dayalı samimi bir iletişim geliştirmesi de çok zordur. Zaten CHP bu iletişimi geliştirebilseydi AKP  2011 olmadı 2015 seçimlerinde giderdi.

İşte bu yüzden gelecek seçimlerin kaderi CHP’li belediyelerin doğru düzgün bir yönetim uygularken muhafazakâr vatandaşlarımızla kurup geliştirecekleri iyi bir iletişime de bağlıdır. Bu geliştirilebilirse hem toplama oylar partiye mal edilir ve hem de karşıdan oy almak da sağlanabilir. AKP’nin tek şansı ise muhalefetin bilim dışı hamasi ilkel politikalarla muhafazakâr kesimleri itmesine bağlıdır diye düşünüyorum. Çünkü CHP’nin vatandaşla ilişkilerini düzenleyen bilimsel bir propaganda kurulu olmadığı için, ya da varsa bunlar halkı anlayan bilim adamlarından oluşmadığı için CHP bugüne dek hep halkı çeken değil iten bir pati olmuştur.