Birgün Gazetesi'nden Mustafa Kömüş'ün haberi ülkede deprem etkisi oluşturdu.

Kömüş, haberinde YÖKAK’ın Gösterge Değerleri Raporu’nda yer alan “Mezunlar Hariç Üniversiteden Ayrılan Öğrenci Sayısı” verilerini kamuoyu ile paylaştı.

O verilere göreyse 2021’de 338 bin 926, 2022’de 389 bin 564 öğrenci olmak üzere toplamda 728 bin 490 öğrenci üniversiteleri terk etti.

Listenin çoğunluğunu büyükşehirlerdeki üniversitelerde okuyan öğrenciler oluşturdu.

Üniversitelerini bırakan öğrenci sayısı ise ülkemizdeki 50 ilin nüfusunu aştı.

Toplumda kulaktan kulağa dolaşan bu bilgi, yayımlanan haberle gözler önüne serilmiş oldu.

"Ne yapacağım üniversite okuyup" diyen ve ortaöğretim sonunda mesleğe yönelenlerin sayısını da merakla bekliyorum.

"Meslek öğreneceğim, üniversiteli işsiz olamam" grubunda yer alan gençlerin sayısı çığ gibi büyüyor.

Altını çizerim, asıl rekor bu taraftan gelecek!..

Bilim insanları yetişmez ise eğitimli insanlar azalırsa bu ülkenin geleceği nasıl güven içinde olacak?

İşin ilginç tarafı lisans mezunu hatta yüksek lisans mezunu insanlar artık uzmanı oldukları işleri ve meslekleri terk ediyor.

Bunu yaparken de geçinemediklerini gerekçe gösteriyorlar ya çok doğru.

Yıllarca dirsek çürüt, üniversite oku, uzman ol ama sonu asgari ücret ya da bir tık üstü.

Sen yıllarca kitaplarla boğuşup emek harca, birileri bir yerlere sırt dayayıp senin geldiğin noktaya ışık hızında gelsin.

Bu konuda iki örnek vereceğim..

Ailem yıllarca çalıştı emekli oldu 2 daire aldı. Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinin birinden çıkıp gelen genç bir adam ise aynı apartman ve şehrin birçok noktasından onlarca daire aldı.

Bir gün annemleri ziyarete gittiğimde merdivende denk geldi, dayanamayıp sordum:

- Nasıl aldın bu kadar daireyi?

"Allah'a bir dua ettim para geldi, burayı aldım. Sonra bir daha elimi açtım diğer evleri aldım" demez mi?

'Hayırlı olsun' deyip yoluma devam ettim.

Aylar sonra bir şafak operasyonu olmuş. Bunların hepsini özel harekat paketlemiş.

Meğerse para Allah'tan değil ve cemaat görünümlü bir terör örgütünden geliyormuş.

İkinci örnek kendi arkadaş çevremden.

Orta okul, lise dönemleri. Üniversite hedefimiz var, evden çıkmayıp ders çalışıyorum.

Arkadaşlar, "Veli gel maç yapalım"

- Ders çalışıyorum.

Arkadaşlar, "Veli gel denize gidelim"

- Soru çözüyorum.

Yıllar böyle geçti ben üniversiteye onlar da askere gitti.

Üniversite bitti, işe başladık bir baktım yıllarca gününü gün eden arkadaşlarla aynı ücrete çalışıyoruz.

Ne yaptım ettim sonunda farkımı ortaya koydum ama adamlara bir baktım memur olmuşlar.

Sözleşmeli olanlardan, KPSS falan yok, mülakat üzeri!

Arkadaşlara hayırlı olsun dedim, sevindim de kendilerini kurtarmalarına ama bu nasıl adalet sorusuna bir türlü cevap bulamadım.

Demem o ki boşa mı okuduk!

Bu soruyu ben değil binlerce lisans mezunu kendi kendine soruyor.

Mezunların böyle olduğu bir dönemde üniversiteyi bırakanları ya da hiç okumayacağım diyenlere artık bir kelime dahi edemiyorum.

Sadece ben değil, kimseler de edemez.

Durum bu, ‘Acı ama gerçek’

Kalın sağlıcakla...