Bilindiği gibi İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener 6’lı masaya döndü. Bu dönüş sanırım Akşener’in ilk dönüşü. Daha önceki partilerden ayrılırken dönüş yapmamıştı. Akşener DYP’de Tansu Çiller hükümetinde İçişleri Bakanıydı.

Ayrıldı…

MHP’ye geçiş yapan Akşener MHP kurmaylarını oluşturdu. MHP’de Genel Başkan Devlet Bahçeli ile uzlaşamayarak parti kurmak için….

Ayrıldı….

CHP’nin desteği ile meclise yeni kurulan İYİ Parti ile girdi ve muhalefet partileriyle birleşerek 6’lı masayı oluşturdu.  Seçime 80 gün kala uzlaşamadı…

Ayrıldı….

Birden aklıma geldi ve yazıma minik bir hikaye ile başlamak istedim. Kıssadan hisse olarak konusu da akrep ile kurbağanın hikayesidir.

Kurbağa ile akrep dereyi geçerek karşı tarafa geçmek isterler. Kurbağanın işi kolaydır. Yüzerek geçebilir ama dostu olan akrebin ise böyle bir şansı yoktur. Boynunu bükerek “Kardeş sen karşıya geçeceksin ama ben geçemem. Yüzemem. Beni sırtına alırsan ancak birlikte geçebiliriz’’ der. Kurbağa akrep arkadaşının bu teklifini düşünür, düşünür ama akrebe pek güvenemez. Çünkü dostu pek de güvenilir değil. Akrep dostu kurbağayı düşünceler içinde görünce hemen atılır ve yardım teklifini yeniler. Kurbağa aslında iyi niyetlidir ya akrep….

Duygu ve düşüncelerini akrebe açmak zorunda kalır. “Bak seni sırtıma alırım, karşıya geçiririm ya beni o esnada yolun yarısında sokarsan’’ diye endişelerini dile getirir. Akrep doğası gereği kinci ve intikamcıdır ama kurbağaya “Sen benim en iyi dostumsun, üstelik iyilik yapan dostumu ben hiç sokarak kötülük yapar mıyım? Yapmaya kalksam bile ikimizde nehir sularında boğulup ölürüz’’ der. Kurbağa düşünür ve bu açıklamasını mantıklı bulur. Akrep sıçrayarak kurbağanın sırtına biner. Birlikte nehre girerler.  Kurbağa yüzer yüzer akrebin onu sokma endişesi gittikçe azalır. Tam kıyıya yaklaştıkları esnada akrep var gücüyle kurbağayı sokar. Canı yanan kurbağa “Dostum hani beni sokmayacaktın. İnsan hiç dostunu sokar mı? Bak şimdi ikimiz de akıntıda sürükleneceğiz’’ diye feryat eder. Akrep ise kıs kıs gülerek “Ne yapayım kalleşlik benim tabiatımda var. Akrepten dost olur mu? Hiç mi düşünmedin?’’ der ve ikisi de nehir sularında sürüklenirler…

Meral Akşener ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun hikayesine ne kadar benziyor değil mi? Bundan birkaç ay önceydi. İktidarı elden bırakmak istemeyen AKP kurmayları İyi Parti ve HDP’yi ziyaret ederek teklifte bulunmuştu. O günden sonra İYİ Parti cenahlarında sık sık İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı  Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı  Mansur Yavaş’ı işaret ederek 6’lı masanın Cumhurbaşkanı adayı olarak lanse etmeye başladılar. Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçilemeyeceğini iddia etmeye başladılar. Ben de 2 köşe yazımda Akşener’in oyun içinde oyun kurduğunu yazmıştım.  Masada hiddetle kalkışı önceden hazırlanan planın son noktasıydı.

Akşener ‘in masayı terk etmesi beklenen ama bu kadar yola yakınken böyle bir intihar gibi teşebbüste bulunacağı belki kamuoyunda beklenmiyordu. Tanıyan bilir sürpriz olmadığını.

Gelelim nedenine….

Birçok senaryolar, komplo teorileri üretilmektedir. Hangisi doğru kafa karışıklığı yaratabilir ama her şey ayan beyan ortada…

AKP seçimi kaybederse Kılıçdaroğlu halka ne söz verdi  “Hesap soracağım” diye, sorar mı sorar.. Bunu AKP’de Meral Hanım da çok iyi bilir. AKP’nin Meral hanıma teklifi neye mal olursa olsun Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığının önünü kesmesi yönündeydi….

İşte bunun iki yolu var. Şayet 2 başkandan biri cumhurbaşkanı adayı ve cumhurbaşkanı olursa gerek AKP muhalefeti gerek hükümet ortağı olan İYİ Parti yoluyla Kılıçdaroğlu’nun hesap sorması engelleme planıydı. Bu arada 5 çete de bu planın işlemesi için Akşener’in iş adamı olan oğlunun devrede olduğu iddialar arasında yer almaktadır. Gün geçtikçe benzeri komplo teorileri sayısı da iki taraf için artacaktır. Büyüklerin bir sözü var “Genlerinde varsa ihanet bir kez değil, çok kez yapar.’’  Gerçek burada yatıyor. Çiller ile olan kardeşliği, MHP ile olan bağları ve ayrılışı göz önüne alınırsa gerçek ortaya çıkar…

Merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in bir sözü aklıma geldi “Rüzgarlı havada dönen fırıldağın mutlak bir üfleyeni vardır.”

Durmadan parti değiştirerek kaprisleriyle öne çıkan Akşener’in ayrılışı ’da masaya dönüşü de benim için sürpriz olmadı….

Bekleyelim bundan sonra yaşanacakları görelim…

İnşallah artık ayrılık gayrılık olmaz.

Haydi hayırlısı….