Antalya yıllardır toplu taşıma hizmetlerini bir türlü rayına oturtamadı. Bu konuda maalesef Büyükşehir Belediyesi hep sınıfta kaldı. 1989 yılında Belediye Başkanı olan Hasan Subaşı döneminde kent ulaşımı adeta tıkanmıştı. Türkiye’nin çeşitli illerinde Antalya durmadan göç alıyordu. Nüfus artışı beraberinde ulaşımı da olumsuz yönde etkiledi. Kent içinde hizmet veren dolmuşlar sorun olmaya başlamışlardı. Trafiğin tıkanması yanı sıra sık sık suça karışıyorlardı. Dolmuşçular ve vatandaş kavgaları adliye koridorlarında sonuçlanıyordu. Subaşı dolmuşları kaldırıp kent ulaşımını özel otobüslere endeksleyerek en büyük hatayı yaptı.

Hata dedim. Bu özel otobüsler seferlere başladıktan sonra sorun yumağına dönüştü. Subaşı’ndan sonra gelen belediye başkanlarına çeşitli bahanelerle tıpkı Osmanlı İmparatorluğu döneminde Yeniçeri askerlerinin sık sık Padişaha kazan kaldırdıkları gibi başkanlara kazan kaldırarak kendi isteklerini kabul ettirdiler.

Bu sıkıntıya kesin ve net çözümün raylı sistemde olduğunu bilen Büyükşehir Belediye Başkanı eski başkanı Menderes Türel, raylı sisteme ağırlık verdi.

Yetmedi…

200 adet otobüs satın alarak hizmete soktu. Özel otobüslere rekabet yaparak bu sorunu çözdüğünü düşünse de maalesef günden güne büyüyen Antalya’da sorun net çözülemedi.

Turizmin başkenti Antalya’da iç göçün yanı sıra dış göçler nüfus artışı ve yaz, kış kente gelen turistleri de katarsak ulaşım tam bir keşmekeşe dönüştü.  Nüfus oranı katlandı.

Raylı sitem sadece yeni açılmış yollarda ve yer üstünde yapılmıştı. Yer altına girip metrolar oluşturmak pahalı bir hizmet. Bu zorlu hizmete girmeye kimse bugüne kadar cesaret edemedi. Kaldı ki, Antalya’nın doğal yapısı da buna çok uygun değil.

Hükümetin yanlış politikası sonucu akaryakıt Cumhuriyet tarihinin en pahalı haline geldi. Dünyada en pahalı akaryakıt kullanan ülkeler arasında Türkiye en ön sıralara yerleşti. İşte bu olumsuz gelişme ulaşımı da etkiledi.  Sefere çıkmayan otobüsler kentte karmaşa yarattı. Çocuklar okullarına çalışanlar işlerine gidemez oldu.  Aldığım bilgiye göre 250-300 otobüs seferden çekildi. Çekilen özel otobüslerden kalan birkaç eski hatta 2. Dünya savaşından fırlamış gibi otobüsler sefere başladı. Halk otobüslerde adeta balık istifi gibi. Ne inmek isteyen inebiliyor ne de binmek isteyen binebiliyor. Bayılanlar, kalp krizi geçirenler oldu.

Başkan Böcek sağır ve dilsiz oyununu sergiledi….

1,5 yıldır süren bu karmaşaya seyirci kalan Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, aldığım bilgilere göre kentin ihtiyacı olan 300 otobüs yerine 50 otobüs alma girişiminde. Kazan kaldıran otobüs sahiplerini de sübvanse etme çabası içinde…

Peki, bu girişim halkın ulaşım sorununu çözebilecek mi?

Tabi ki kocaman bir HAYIR….

Bu girişim gelecekte yine sorun yaratacaktır.

Peki kesin ve net çözüm ne?

En az 50 yıl rahatlayacak çözüm, Antalya’nın ulaşım sorunu 2 etapta rahatlar. 1- Tüm otobüsler kamulaştırılmalıdır.

 2 – Antalya’nın acil olarak yer altından kent merkezinden farklı ilçelere metrolar vasıtasıyla bağlanarak ulaşım sağlanmasıdır.

İşte bunu yapacak Başkan’da mangal gibi yürek olması lazım. Yer altına girmek pahalı olduğu kadar sorunlu. Para, sabır ve bunu yapabilecek vizyon sahibi olmak lazım…

Başkan Böcek geçmişteki hataların tekrarını yaparsa soruna çözüm değil halkın parasını çarçur etme anlamına gelir.

Bizden söylemesi…