Annem fesleğen kokardı
Kokmazdı, tüterdi.
Güzel şeyler tüterdi çünkü.
Gül tüterdi, karanfil tüterdi bebekler tüterdi…
Şimdi her şey kokuyor.
Tüten şeyler kalmadı hayatımızda.
Tütüyorlarsa da biz sadece kokanları algılayabiliyoruz.
Tüten güzellikleri göremiyoruz.
Yapaylığı dayatan bir dünyada,
Kokuların ortasında boğuluyoruz.
Üstelik boğulduğumuzun farkında da değiliz.
Annem fesleğen kokardı kokmazdı, tüterdi.
Radyoda “Erzincan’a vardım ne güzel bağlar “
Türküsü ne zaman çalınsa,
Abim annemin burnunda tüterdi.
Abim Erzincan askerdi.
Evimizin çardağı, pencereleri
Fesleğen ekili yağ tenekeleriyle doluydu.
Ev fesleğen tüterdi,
Annem fesleğen tüterdi
Her şey annem tüterdi.
Annem fesleğen kokardı kokmazdı, tüterdi.
Sözcüklerin karşılığı vardı hayatımızda. Sözcükler Türkçe tüterdi.
Televizyonlar, tabelalar,
Reklamlar hayatımızı işgal etmemişti henüz.
Herkes herkesi anlardı.
Sözlüğe bakamadan okuyabilir ve konuşabilirdik.
Bilirdik hepimiz tütmek sözcüğünün anlamını.
“Burnunda tütmek” deyiminin anlamını tartışmazdık sınıflarda
Annem fesleğen kokardı kokmazdı, tüterdi.
Radyoda türküler çalardı seher vakti
ve babam mutlaka türkü dinlerdi pencere önünde her sabah .
Türkülerin yörelerini bilirdi,
O bildikçe biz de bilirdik
Çünkü türküler hepimizindi.
Babalar ve oğullar aynı türküyü dinlerdi.
Annem fesleğen kokardı kokmazdı tüterdi.
Küçük bir köyde yaşardık.
Annemin kol kanat germiyor
ve kent küçülüyor, ıssızlaşıyor.
Annem fesleğen tüterdi.
Şimdi her şey kokuyor
Annem burnumda tütüyor.