Antalya’da yağmur paniği başladı. Hatırlarsanız 2024 yılının şubat ayında felaket sabahına uyanmıştık. Antalya’nın pek çok mahallesi sel suları altında kalmış, alt geçitleri su basmıştı.

Hafızalara kazınan bu sel felaketinde evler sular altında kalmış pek çok vatandaşın evini su basmıştı. Bu felaket bize çok önemli iki şeyi hatırlattı.

Dünya üzerinde artık ciddi derece iklim değişikliği yaşanırken, somut hava olaylarıyla artık yüze yüze kalıyoruz. Yıllardan beri Antalya’da yaşarım Antalya’nın yağmurunu, soğukluğunu ve havasını anlarım. Ancak geçtiğimiz şubat ayında meydana gelen sel felaketini ilk defa yaşadım. Bütün bunlar bir yana Antalyalı vatandaşlar olarak dünya üzerinde konuşulan iklim değişikliğini bizzat canlı yaşadık. Ancak bütün bunlar yalanırken, alt yapı eksiklikleri, yetersiz denetim, ihmaller zinciri çarpık kentleşme ve pek çok şey bize o günü yaşattı. Şimdi ise yine yağmurlu bir kış bize ‘Merhaba’ dedi. Şu soruyu sormakta fayda var. Antalya’da olası bir felaket senaryosu hazırlandı mı? Geçtiğimiz günlerde Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından Deprem Mastar Planı çalıştayı yapılmıştı. Evet Deprem Mastar Planı çok önemli bir yerde Antalya deprem bölgesi bunu göz ardı edemeyiz. Ancak Antalya afet bölgesi olma potansiyeli taşıyor. Ciddi bir potansiyel var ortada. Sel, su baskınları ve aşırı yağışlar ciddi derece Antalya’da panik havası oluşturdu.

Son günlerde kiminle konuşsam ‘Kış kapıya dayandı, yağışlar başladı biz yine sular altında kalacağız’ diye söylemler duymaya başladım. Antalya’da vatandaşlara panik içinde bekliyor. ‘Ya yine sel altında kalacağız’ naraları Antalya’nın her yerinde duyulurken, sağır sulatan bile duyarken bizimkiler adeta gözlerini kulaklarını bu çığlıklara kapatmış durumda. Kış kapıya dayandı. Alt yapı çalışmaları ne durumda? gereken çalışmalar yapıldı mı? Antalyalı vatandaşalar bu soruların cevabını merak ediyor. Ben cevabını vereyim.

Bir felaketi yaşadığımızda göreceğiz alt yapı çalışmalarının yapılıp yapılmadığını. 

Antalyalı vatandaşları panik içinde bekliyor. Umarım bir felaket sabahına uyanmayız…