Geçenlerde parkta yürürken, bir ağacın dallarında cıvıldayan serçelere takıldı gözüm. O minicik kuşların şen şakrak halleri, insana ayrı bir huzur veriyor.

Günlük yaşamın telaşında kafamız sürekli dolu; ama kuşları izleyince sanki dünya bir anlığına duruyor. Onların o sade, tasasız yaşamı insanı ruhunu dinlendiriyor.

Kuşlar belki de en çok huzurun simgesi, sabahın ilk ışıklarında duyduğumuz o melodiler, insanı yeni bir güne hazırlıyor, bir nefes aldırıyor.

Bir ağacın dallarında konmuş güvercinler gökyüzünde süzülen martılar ya da parkta kendine bir şeyler arayan serçeler…

Her biri, doğanın bize sunduğu küçük huzur anları gibi…

Ne zaman kuşları izlesem, aslında bizim de onlar gibi olabileceğimizi düşünüyorum. Basit, ağırdan alan, doğayla uyum içinde yaşayan…. Kuşlar bize, belki de fark etmesek de bir şeyler anlatıyor.

Belki de tek yapmamız gereken, gözümüzü şu telefonlardan kaldırıp farklı dünyaya çevirmek gerekiyor. Huzuru aradığımızda her yerde aslında yanı başımızda olduklarını bilmek gerekiyor.

Olur da bir dahaki sefere parkta ya da balkonda bir kuş cıvıldadığında, bırakın işinizi gücünüzü; birkaç dakika durun, yalnızca onları izleyin. Göreceksiniz, o küçücük an bile bize daha hissettirecek.