Yıl 1974. Bülent Ecevit Başbakandı. O yıllarda Ankara’dan Konya’ya CHP miting yapmaya gidiyordu. Biz gençlik olarak bu mitinge gidiyorduk. Konya’ya yaklaşınca yol boyunca insanlar meraklı bakışlarla konvoya bakıyordu. Bizler de sloganlar atarak yola devam ediyorduk. Tam ’da “HALKLARA ÖZGÜRLÜK” sloganı atıldığında, Başbakanın aracı durdu. Bizim konvoy da durdu. Başbakanın aracından rahmetli Bülent Ecevit inerek bu sloganın atılmaması gerektiğini söyledi. Şok olmuştuk. Büyük Karaoğlan halkların özgürlüğüne karşı çıkıyordu. Biz gençlik bu karara karşı çıkılarak, geri dönme kararı aldık.
Birden Deniz Baykal ve Diyarbakır Milletvekili rahmetli Hasan Değer yanımıza gelerek “Gençler biz özgürlük savaşçılarıyız. Ezilen tüm halkların sesiyiz. Gelin Konya’ya girelim. Sloganınıza saygı duyuyorum’’ diyerek bizi ikna ederken CHP tarafından belirlenen slogan notlarını yere atarak Konya’ya doğru koyulduk. İşte tam da o yıl Baykal bizim gözümüzde bizim Deniz Gezmiş’imiz olmuştu.
Yıl 1989-1990 yıllarıydı. O yıllarda Baykal her geldiğinde annesinin Konyaaltı Caddesi’nde Deniz Mahallesindeki evinde basının duayenleri bir araya gelirdi. Ülke ve kent sorunlarını konuşurdu. İşte o yıllarda çok farklı bir Baykal gördük. Alevilerin ve Kürtlerin CHP’yi işgal etmesinden yakınarak partiyi bu işgalden kurtarmak gerektiğini söyledi, hepimiz şok olmuştuk.
Yine 2000’li yıllarda Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen Soğuksu Mahallesi’nde bazı imarsız, eski, yıkılması gereken evleri halkın desteğiyle davul zurna eşliğinde yıkarak o günün koşullarında spor ve park alanına çevirmişti. Bir de halka konser düzenlemişti. Yılların sanatçısı Edip Akbayram izleyen halkı kendinden geçirmiş müzik ziyafeti sunmuştu. İşte o anda bir boşluk bularak Baykal’ın yanına gittim.
Baykal’ın generalleri desteklediğini söyleyen sözler sarf etmesi beni 2. kez şok etmişti.
Gelelim asıl konuya…
Halk TV 10 Ocak 2005 tarihinde kuruldu. CHP’nin yayın organı olarak hayatımıza girdi. Sahibi olarak Halk Radyo Televizyon ve Yayıncılık Şirketi AŞ olarak Cafer Mahiroğlu adına kuruldu. Deniz Baykal ile birlikte hareket eden Mahiroğlu, üstelik Kürt ve Alevi iş adamı. Yıllar sonra Baykal’ın partide karşı çıktığı Devrimci bir sima…
Daha sonra kuruculardan olan Baykal, kızını bu TV’nin başına getirdi. Oysa bilim insanı olan kızı hiçbir zaman basın ile bir alakası olmayan birisiydi.
Hangi halkçı ve devrimci felsefe ile bu meslek erbabı olmayan kızını TV’nin başına getirmişti?
Karşı çıkılınca da televizyonu sattı.
Baykal’ın kızı babasının Genel Başkanlığı yaptığı partiden neden ayrıldı?
Zamanlama çok manidar….
Kimlere mesaj verildi?
Baykal haberi yokmuş, böyle bir kararı hangi evlat babasından habersiz yapar, yoksa CHP için bir komplo mu?
Unutmayalım ki Deniz Baykal yıllar önce Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmak vadiyle Yasaklığını kaldırmaya vesile olup bu günkü AKP’nin yaratılmasını sağlamıştı.
Baykal ailesi nereye koşuyor…
Tüm bu sorular umarım bir gün yanıtını bulur..
Bekleyelim görelim…
Haydi hayırlısı….