Geçtiğimiz hafta içinde kendi evimde yaşadığım şoku hayatım boyunca unutmayacağım. Gün ağarmadan erken saatte kalktığımda mutfakta demlenen çayı doldururken bardağa birden yanı başımda duran bir gazete kağıdına sarılı minik bir paket dikkatimi çekti. Paketi açtığımda bir ekmeğin uç kısmından kesilmiş çeyrek ekmek gözüme ilişti. Merakla ekmeğin içine bakarken birkaç adet kızarmış patates gördüm.  Patatesler sanırım domates salçasıyla sürülmüş ekmeğe bulaşmıştı. Merakla Gece’nin karanlığında kızını okula hazırlayan kızıma sordum. O da şaşırdı. “Bu ne yoksa kızıma okulda yemesi için bunu mu hazırladın’’ derken aynı zamanda buzdolabının kapağını açarak ne var ne yok diye göz gezdirmeye çalıştım. Aslında belli etmeden de kızgındım. Bu hale düşecek durumda değildim. Torunum ekmek arası patatesle beslenme olarak okula götürüp yemeden geri getirmiş diye düşündüm.

Kızım çok şaşırmış ve kızını çağırarak sert bir ifadeyle “Anneciğim bu ne? Bu kimin beslenmesi eve getirmişsin’’ diye sordu. Bu tepkilerimizden dolayı çocuk ürkmüş olacak ki “Çantamda unutmuşum. Okulda bir arkadaşım var her gün hemen hemen aynı beslenmeyle okula geliyor. Bu kez kendi hamburgerimi ona verdim. Değişiklik olsun diye kendim de dedemin verdiği harçlıkla kantinde tost yaptırdım. Arkadaşım hamburgerimi yiyince çok mutlu oldu’’ deyince çok duygulandım. Küçücük kızımın bunu düşünmesi ve arkadaşına böyle bir jest yapması beni de annesini de çok etkiledi. Üstelik bunu yaparken arkadaşı utanmasın diye onun annesinin hazırladığı ekmekten birkaç ısırık alıp yer gibi yaparak onu utandırmamaya çalışmış.

Evet…

Maalesef ülkemizin yaşadığı ekonomik koşullarda milyonca çocuklarımız yarı aç yarı tok okula giderek ders yapmaya çalışıyor. Bir kilo peynir 150 liradan 250 liraya kadar market tezgahlarını süslerken, yoksulun olmazsa olmazı kahvaltısı siyah zeytin de 60 liradan 140 liraya kadar zamanlamış durumda. Halk bu fiyatlarla nasıl kahvaltısını yapsın ki?

Bunları düşünürken birden aklıma Demre Belediye Başkanı geldi. Başkan çocuklar aç aç ders yapmasın diye çocuklara belediye olarak kahvaltı vermek istemiş. Bakanlık yasaklamış.

CHP hükümete bir önerge sundu. İsteyen belediye çocuklara kahvaltı verebilmesini istemiş. Yoksulluk içinde boğuşan ailelere bir nebze katkı sağlamak istemişse de AKP ve MHP tarafından mecliste bu önerge ret edilmiş.

Milli Eğitim Bakanlığı bütçesini açıklarken 56.5 milyar lira fazlalık olduğunu beyan etmiş. Bütçe fazlalığını bu çocuklarımız için kullanmak yerine bu para bilinmeyen bir yere aktarılmış veya uçup gitmiş…

Oysa bu çocuklar hepimizin çocukları. Kiminin babası işsiz kiminin ki asgari ücretli. Kiminin babası AKP’ye oy vermiş, kiminin MHP’ye veya başka bir partiye.

O halde bu kin bu nefret niye?

Biz Müslümanız diyen bizleri yönetenler, çocukları aç bırakmak neyin siyaseti….

Hani hepiniz Elhamdülillah Müslümandınız ne oldu. Müslüman Müslüman’a çocuklarına böyle bir zulmü nasıl reva görür…

Çocukları aç bırakmakla kimden intikam alıyorsunuz?

Derdiniz ne?

Bir elinizde kuran, dilinizde iman kalbinizde ne var sizin?

Sizin çocuklar Amerika ve Avrupa’nın çeşitli kentlerinde eğitim görürken ülkem çocukları okula aç gidiyor Allah’ın karanlık köründe.

Sizlere değil kızgınlığım aslında sizleri siz yaparak oy verenleredir sitemim…

Kendi çocuklarına bu işkenceyi reva görenleredir kızgınlığım…

Başını kuma gömmüş kalbini şeytana uyarlamış önünü görmeyenleredir sözüm…

Gün ola harman ola devran döne….

Umut yeşertecek bu toprakları…

Güneş bir gün bu çocuklar için de doğacak elbet…

Bu günleri unutmayacağız….