Öncelikle Antalyaspor taraftarının stada alınmamasını kabul etmiyorum. İkinci yarıda Alanyaspor taraftarı Corendon AirlinesPark7a alınmazsa aynı tepkimi tekrarlayacağım. 2024 yılındayız ve bu işleri artık aşmamız gerekiyor.

Antalyaspor ve Alanyaspor taraftarı, 4-5 yıl önce tribünlerde yan yana ve karışık oturarak maç izlediler. Ancak son yıllarda iki takım arasındaki gerilim sürekli arttı ve tırmandırıldı. Alanyaspor taraftarının yıllar önce söylediği “Antalya kümeye” tezahüratları hatırlandı, Antalyaspor taraftarının, “Alanya bizim köyümüz” tezahüratları dillendirildi. Gerginliği kim başlattıysa, kim devam ettirdiyse herkes sorumludur. İkinci yarıda Antalya’da oynanacak maça da Alanya taraftarı alınmayacaktır. Maçtan önce iki kulübün başkanı bir araya gelip ortamı yumuşatacak açıklamalar yapsa bu işler bu kadar büyümeyebilirdi. Dünya kenti Antalya’da, aynı şehrin iki takımının maçına konuk takım taraftarının alınmaması çağ dışı bir görüntü verdi.

Saha içine gelince…

İki takım da kötüydü ve maçı daha kötü olan taraf kaybetti. Futbol kalitesi çok düşüktü ve bunda Antalyaspor’un tercih ettiği oyun sisteminin etkisi büyüktü. Bu sezon ilk kez 4-3-3 sistemi ile sahaya çıkan Antalyaspor, golcüsü Samudio’yu sağ kanada, Djenepo’yu sola, Larsson’u da göbeğe koydu. Alanyaspor bu sistemi beklemediği için ne yapacağını şaşırdı ancak Antalyaspor da ilk kez oynadığı bu sistemi çok yadırgadı. Bunun sonucunda santrayı geçemeyen bir Antalyaspor ve topa daha çok sahip olmasına rağmen pozisyona giremeyen bir Alanyaspor izledik. Alanyaspor’da Cordova ve Augusto biraz daha etkiliydi. Antalyaspor’da ise Larsson ve Thalisson’u diğer oyunculardan ayırıp birşeyler yapmaya çalıştıklarını söyleyebilinim.

İkinci yarıya Antalyaspor kötü de olsa bugüne kadar iyi-kötü oynayabildiği 4-2-3-1 sistemine döndü. Kaluzinski’yi çıkarıp Larsson’un orta saha üçlüsünün ortasına, Gaich’i de en ileriye aldı. Zaten atılan iki golün asistini de Larsson yaptı. Önce Djenepo, ardından Gaich attıkları gollerle hayati önem taşıyan 3 puanı takımlarına kazandırdılar. Süper Lig seviyesine göre 10 üzerinden 3 puanlık kalitesi olan bir maçtan 3 puanla ayrılan Antalyaspor, bir anlamda hayata tutundu. Bana göre Alex de Souza bitkisel hayattaki ömrünü birkaç maç daha uzattı. Alanyaspor ise ilk golü yedikten sonra oyundan düştü, ikinci golden sonra tamamen dağıldı. İki pas yapamayan, çok dağınık ve maçı çevirebileceğine asla inanmayan bir Alanyaspor izledik. Bu kadar kırılgan bir takım bu ligde çok zorlanır. Alanyaspor taraftarı bazı şeylerin farkına varmış olacak ki; kendileri için bu kadar önem taşıyan maça ilgi göstermedi. Tribünlerde 3-4 bin Alanyasporlu vardı ve heyecanını kaybetmiş bir taraftar görüntüsü verdi.

Antalyasporlu futbolcularda son 3-4 maçta gariplikler seziyorum. Yıllardır beraber oynayan ve takımın omurgasını oluşturan 3-4 futbolcu inanılmaz kötü oynuyor. Kamuoyunda dillendirilen, “Alex’i göndermek için bilerek kötü oynuyorlar” yorumuna inanmak istemiyorum. Ancak bu iddiaları doğrularcasına görüntüler izliyoruz. Bir takım bütün final paslarında hata yapamaz. Bu futbolcuların potansiyellerini biliyoruz ve bugüne kadar yapmıyorlardı. Formsuzluk veya kötü gününde olma halinden bahsetmiyorum. 2 metre önündeki takım arkadaşına bile pas veremeyen bir futbolcular topluluğu haline gelmiş Antalyaspor. Burada gerçekten bir gariplik var. Ben inanmak istemiyorum ve iyi niyetimi koruma taraftarıyım hala. Ancak oyuncuların performansları, iddia sahiplerini haklı çıkarmaya çalışıyor gibi.

Derbi bitti ancak herşey bitmedi. Kazanan Antalyaspor hala düşme hattının 2 puan üzerinde. Alanyaspor zaten ateş hattında. Takımların gidişatları iyi değil. Devre arasında transfer yapabilecek ekonomik güce de sahip değiller. Umarım mevcut şartlarda potansiyellerini zorlayan ve hakettiği yere gelen takımlar izleriz. Aksi halde bu ligden düşmek kolay ama çıkmak artık çok daha zor.