2 gündür düşünüyorum. Olumlu tarafından bakıyorum olmuyor, olumsuz tarafını ele alıyorum yorumlamaya içim elvermiyor. Antalyaspor’un Samsunspor deplasmanında gösterdiği performansı mantık çerçevesinde yorumlamakta zorlanıyorum.
5 eksiğin de savunma bölgesinden olması nedeni ile geri 4’lüde başka seçenek yoktu ve Erdoğan-Veysel-Amar-Güray ilk 11’de başladı. Ancak Alex De Souza’nın Jakub Kaluzinski ile nasıl bir sorunu olduğunu anlayamıyorum mesela. Bundan önceki maçlarda olduğu gibi, Kaluzinski girdikten sonra Antalyaspor oyunu iki yönüyle daha iyi oynuyor ve rakibin baskısını kırıyor. Üstelik Oleksandr Petrusenko, Kaluzinski’den daha iyi bir futbolcu değil. Savunmanın önünü Petrusenko-Erdal-Soner üçlüsü ile kurduğunuz zaman geçmiş olsun. Bu tablo sizin gol atmayı düşünmediğinizi ve sadece maçı mümkün olan en az gol yiyerek bitirmek istediğinizi gösterir. Bu kadar korkaklık neden? Yorumlamak mümkün değil.
Savunma ağırlıklı orta sahanın faydası, kaleci Kenan Piric’in de artan performansı ile ilk yarının sonuna kadar meyvesini verdi. Ne var ki; Amar çok kötü, bekler Güray ve Erdoğan ise geri dönmekte zorlanınca, takımın gösterdiği direnç 45.dakikada son buldu. Tamamen savunma hatasından yenen gol, maçı da bitirdi. İkinci yarının başında gelen gol ise Antalyasporlu futbolcuların pamuk ipliğine bağlı olan direncini tamamen yok etti.
Orta sahada Soner Dikmen ile maça başlamanın mantığını da çözmeye çalışıyorum. Ntcham’a önlem için bu tercihin yapılmış olabileceğini düşünüyorum, diğer kanatta Holse-Emre Kılınç ikilisi var ve onun karşısında hiçbir savunma yeteneği olmayan Moussa Djenepo görev aldı. Samudio-Safouri ve maç kadrosunda yer almayan Van De Streek varken Soner’i tercih etmek, mental olarak maça 1-0 yenik başlamak anlamı taşıyor.
Forvette Adolfo Gaich ile başlamak, Alex’in çok gecikmiş bir doğrusu olmalı. İlk haftalarda gol katkısı sunan Samudio, son 5 maçta yokları oynuyor. Alanya maçında da Sam Larsson golcü olarak maça başlamıştı. Gaich’in bu takımın tek forvet olduğunu anlamak için 11.haftanın beklenmesi de mantıkla açıklanamaz. Açıklanamayacağı için de yorum yok.
İkinci yarıda Kaluzinski oyuna girdikten sonra, takım duran topları daha etkili kullandı, atak varyasyonlarını zenginleştirdi ve pozisyonlara girmeye başladı. Ancak Samsunspor gibi bir takıma karşı 2-0 gerideydiniz ve bu maçı çevirmek çok kolay değildi. Olmadı da.
Alex’in teknik adamlık geçmişi nedeni ile başarılı olması biraz da şansa bağlıydı. Bugüne kadar alınan Hatayspor, Adana Demirspor ve Alanyaspor galibiyetlerinde olduğu gibi. Soner Dikmen, Amar, Erdoğan ve Güray’ın kötü performanslarına, Moussa Djenepo’nun halı saha maçı havasında olması ve her hafta abartarak devam ettiği çalım sevdası eklenince, futbol mucizesi de gerçekleşmedi.
Erdoğan Yeşilyurt, ilk 7 dakikada ayağına gelen 5 topu da rakibine teslim etti. 90 dakika boyunca öyle kritik hatalar yaptı ki; tarafsız birisi çıplak gözle bu maçı izlese farklı yorumlar yapar. Antalyaspor Başkanı olsam, Erdogan ve Alex’i karşıma alır, Erdoğan’a maçın tekrarını izletir ve ne oynadığını sorarım. Alex De Souza’ya da bu oyuncuya 90 dakika neden sabrettiğini. Aşırı konsantrasyon nedeni ile bu hataların yapılmış olabileceğini düşünmek istiyorum; bazı pozisyonlar gözümün önüne geliyor ve düşünmekten vazgeçiyorum. Erdoğan Yeşilyurt sanırım kariyerinin en rezil oyununu oynamıştır ve yorumunu da kendi içinde yapıyordur. Ancak ben Erdoğan’ın Samsun maçı performansını yorumlayamıyorum.
Samsun’da takımın büyük bölümü çok kötüydü. Hatta Sam Larsson, Veysel ve biraz da Erdal’ı bir kenara koyuyor, oyuna girdikten sonra Kaluzinski’nin çırpınışını da takdir ediyorum. 3 maçlık artan performansı ile Kenan Piric’i de ayırıyorum. Diğer tüm oyuncuların berbat oyunları için bende yorum yok.
Kötü oynadıklarını artık kabul etmiyorum. Hocayı göndermek için bilerek kötü oynadıklarına ise hala inanmak istemiyorum. O nedenle bu tablonun yorumu da bende yok.
Bu takımın performansı böyle devam edecekte geçmiş olsun. Alex De Souza’nın gitmesi bekleniyorsa da geçmişler olsun. Çünkü adam devam etse ve takım ligde kalsa “Transfer yasağı olan takımda başarılı olduk” diyecek. Kovulursa 2 yıllık kontratını tahsil edecek. O nedenle Brezilyalının gitmesini bekleyen varsa çok bekler, gitmez. Görevine son verilip 2-3 aylık hakediş dışında ödenecek her para ise onu göreve getirenler tarafından karşılanmalı. Çünkü Alex’i Antalyaspor’a hoca diye getirenlerin tek kriteri, “Bir zamanlar çok iyi futbolcuydu” argümanı. Futbol duayenleri bu hatalarının bedelini ödemeli.
Sözün özü; 2 gündür Antalyaspor’un Samsun deplasmanını, maç içinde yaşananları ve maç sonu görüntüleri yorumlamakta zorlanıyorum. O nedenle yorum yapmıyorum.