Antalyaspor Başkanı Sinan Boztepe’ye hitaben 2 hafta önce bir yazı kaleme aldım. Hazır milli maç arası ve BAY haftası varken, yap-a-madıklarını yapması için bazı hatırlatmalarda bulundum. “Başkanlık yap Boztepe” başlıklı yazı camiada epey ses getirdi.

16 maddelik yazımın bazı bölümleri gerçekten çok rahatsız edici konuları içeriyordu. Mesela Adolfo Gaich transferinde fiyatı yükseltmeye çalışan bir personelden bahsettim. Kulübe malzeme alımı yapılırken dönen 4X4’lük dolaplardan bahsettim. Kulüp içindeki bazı bilgileri dışarı sızdıran personeli bildiği halde gerekeni yapmadığını hatırlattım. Altyapı takımlarında sürekli gündeme gelen etorpil olayları ile ilgili “Benim için namus meselesi” dedikten kısa süre sonra, bir yöneticinin oğluna lisans çıkarmayan altyapı antrenörüne herkesin içinde küfrettiğini ve bu konuda hiçbir şey yapamadığını hatırlattım. 16 maddelik yazının en can yakıcı olanları bunlardı.

20 günlük boşluk heba ediliyor diye düşünürken, iki isimle yollar ayrıldı. Sportif Direktör Seçkin Özdil ve İdari Menajer Burak Uysaloğlu’na teşekkür edildi. Seçkin Özdil ve Burak Uysaloğlu’nun görevden alınma nedenlerini bilmiyoruz. Resmi bir açıklama da yapılmadı. Muhtemelen bu ikili de neden görevden alındıklarını bilmiyorlardır. Sinan Boztepe, başkanlık mı yaptı, günü mü kurtardı henüz bunu da bilmiyoruz.

Adolfo Gaich transferinde fiyatı yükseltmeye çalışan, malzeme temini konusunda 4X4’lük pazarlık yapıp kulübü zarara uğratan, içerideki bilgileri dışarı sızdıran bu ikili mi? Aynı şekilde torpil yapmayan altyapı hocasına bir yöneticinin herkesin içinde küfretmesini bu ikili mi sağladı?

İddiaların gerçek muhatapları bu ikili değilse ve buna rağmen görevden alındılarsa, Sinan Boztepe asıl sorumluları görevden alamadığı için bu insanları kurban mı seçti? Yeni görevden alma olmayacaksa ‘evet’. Bekleyip göreceğiz.

İsimler gelir-geçer, kalıcı olan kurumlardır. Sinan Boztepe ve yönetimi de birgün gidecek. Ancak benim aklımdaki sorular henüz yanıt bulmadı.

Ortada bu kadar somut ve rahatsız edici olaylar varken birilerine fatura çıkıyorsa, o insanlar muhtemel zanlılardır. Öyleyse kulüpteki olumsuzlukların müsebbipleri gitti ve Antalyaspor tertemiz hale geldi! Öyle mi?

Ancak Seçkin Özdil ve Burak Uysaloğlu’nun görevleri gereği, yukarıda bahsettiğim olayları yapacak pozisyonları yok. Seçkin Özdil’i tanımam ancak yıllardır tanıdığım Burak Uysaloğlu’nun bu işlere girmeyecek bir kişiliğe sahip olduğunu bilirim. O zaman bu insanlar neden görevden alındı?

Bir operasyonun öncü adımları atıldıysa, bu insanların görevden alınma nedenleri açıklanmalı. Yoksa herkes kirli işlerin parçası oldukları için uzaklaştırıldıklarını düşünecek. Operasyon devam edecekse ki; beklenti bu yönde, zaman geçirilmeden gereken adımlar atılmalı ve kimse zan altında kalmasın.

Bir de…

Konyalı Seçkin Özdil’i görevden alıp İzmirli Özden Töraydın’ın getirmenin mantığı açıklanmalı. İzmir’de alt lig takımlarında görev yapan birisine Antalyaspor teslim ediliyorsa, Antalya’daki tüm teknik adamlar ve spor adamları kendilerini gözden geçirsin Kariyerinde Bergama, Menemen, Altay, Torbalı ve Balçova takımlarında teknik adamlık, Şanlıurfaspor’da da sportif direktörlük yapan birine Antalyaspor teslim ediliyorsa, bunun iki açıklaması olabilir. Birincisi; Antalya’da bu işi yapacak kimse kalmadı. İkincisi de; paramız bu kadar, daha ucuzunu bulamadık!

Antalya’da bu işi yapacak kimsenin kalmadığı iddia edilirse, en az Özden Töraydın kadar kariyerli 10 tane isim sayarım. Töraydın’ın bizim bilmediğimiz bir özelliği varsa onu bilemem.

Yoksa; tek özelliği yönetimden birilerinin tanıdığı olduğu için sportif direktörlük görevine getirildiği iddialarına ben şahsen inanmak istemiyorum. Antalyaspor bu kadar vasıfsız ve liyakatten uzak kişiler tarafından yönetilemez.

‘Her konuda olumsuz düşünmeyelim, bize en azından umut ver’ diyenlere de şunu diyeyim; Araştırmalara göre ‘Dene ve yanıl’ yöntemi, beynin ve kabiliyetin gelişmesinde önemli rol oynuyormuş.