Elma, insanlık tarihi kadar eski bir sembol olmuştur. Masumiyetin, bilginin ve bazen de baştan çıkarmanın simgesi olan bu meyve, birçok kültürde farklı anlamlar taşımış ve dinlerden, mitlere edebiyatın en derin yerlerine kadar inmiş, özel bir tutmuştur.
Eski Ahit, elmayı yasak meyve olarak tanımlamış. Âdem ve Havva’nın Cennet Bahçesi’ndeki öyküsünde elma, bilginin ve aynı zamanda düşüşün simgesi olmuş. Bakın burada ilginç bir detay var; kutsal metinlerde elma adını hiçbir şekilde geçmez. Elma olduğunu söyleyenler ise Rönesans döneminden kalmadır. Bu durum Aden’den kovulmanın simgesi olarak elmanın hafızalara kazınmasına neden olmuş.
Mitolojiye baktığımızda ise elma çok daha farklı mitler karşımıza çıkar. Yunan mitolojisinde, Eris’in altın elması meşhurdur. "En güzel kadına" verilmesi gereken bu elma, Hera, Athena ve Afrodit arasında büyük bir tartışmaya neden olur ve elma yüzünden Truva Savaşı’nın fitilini ateşlenir. Altın elma burada yalnızca güzellik değil, aynı zamanda kıskançlık ve kargaşanın da simgesi olmuştur.
Kelt mitolojisinde elma, ölümsüzlükle ilişkilendirilmiş. Avalon Adası’nın adı bile elma sözcüğünden türetilmiş. Efsanelere göre bu ada, ölümsüzlerin yaşadığı bir cennet gibi tasvir edilir ve elma, bu dünyaya ait olmayan bir büyünün meyvesi olarak anlatılmış.
Günümüze geldiğimizde elmanın daha sade ama bir o kadar da derin anlamlar taşıdığını görürüz. Newton’un kafasına düştüğü söylenen elma, bilimsel devrimin sembollerinden biri haline gelmiştir. Elmanın burada temsil ettiği şey, bilginin doğrudan insanın kafasına düşmesi değildir. Buradaki temsil gözlem ve düşünce yoluyla gerçeklere ulaşma çabasıdır. Yine çağdaş dünyada Apple’ın ısırılmış elma logosu, teknoloji ve yaratıcılığı temsil etmesi de bir örnektir. Belki de bu logo, insanın bilgiye olan bitmeyen açlığını ve sınır tanımayan hayal gücünü simgeliyor.
Elma, halk öykülerinde yani masallarda da kendine yer bulur. Pamuk Prenses’in zehirli elması, masumiyetin tehdit edildiği anları anlatılsa burada elmanın karanlıktan kurtuluşunu ve yeniden doğuşunu simgelediğini unutmamak gerekiyor.
Elmanın bir diğer anlamı da doğayla bağımızı hatırlatmasıdır. Bir bahçeden dalından koparılan taze bir elma, doğanın bize sunduğu en basit ama en büyük hediyelerden biridir. Sağlığın, bereketin ve huzurun bir simgesi olarak hâlâ sofralarımızda yerini korumayı sürdürüyor. Her gün bir elma yemek beden sağlığı için büyük önem taşıyor.
Elma yalnızca bir meyve değil; insanlığın tarihini, hayallerini ve öykülerini taşıyan bir simgedir. Geçmişten bugüne kadar bu küçük meyve, bize hep farklı şeyler anlatmış. Şimdi, bir elma yerken sadece tadını değil, taşıdığı anlamları da düşünmek gerekmez mi a dostlar?