Ağaç ve ahşap işleri üzerinden faaliyetlerini sürdüren esnaf ve zanaatkârlar dertli.

Bu konuya 2020 yılında yaptığım bir haberde yer vermiştim ancak mevcut tabloya bakılınca bir arpa boyu yol kat edilmediğini üzülerek gözlemliyorum.

3 yıl önce Marangozlar Odası Başkanı Kemal Evyapan’ı konuk ettiğim bir röportajımdaki ilgili kesiti aynen aşağı bırakıyorum…

“Sektör esnafının en büyük sıkıntılarından bir tanesi de sigorta kapsamı dışında kalmaları. Pandemi sürecinde bir esnafın iş yeri yandı. Zaten iş yoktu, elindeki malı da yanan esnaf oturup ağladı. Bu tablo hepimizi üzdü. Konuyu Başkan’a hatırlatınca bam teline basmış gibi oldum.”

Başkan Evyapan’ın konuyla ilgili iki dudağının arasından şu kelimeler döküldü:

“İş yerlerimize sigorta yapılmıyor. Sigortacılar bizlerden çok fazla ücret istiyorlar. Bizlerden öyle şartlar istiyorlar ki o paralarla 3 tane daha iş yeri yapabiliriz. Bu konu üzerine geçmişten bugüne gelen çalışmalarımız var. Olumlu bir sonuç alırsak bunu en kısa sürede kamuoyuyla paylaşacağım. Şu an sigorta için koskoca fabrikalardan istedikleri şartları bizlerden de istiyorlar. Oysa biz küçük esnafız, bu gerçeği unutuyorlar…”

Evet, 3 yıl önce çok sevdiğim Kemal Evyapan ile gerçekleştirdiğim röportajda ‘Sigorta’ konusuna bu şekilde değinmiştik.

Ancak aradan geçen süre zarfında Ticaret Bakanlığınca konuyla ilgili bir adım atılmadığı bilgisine ulaştım.

Ağaç ve ahşap işleri sektöründe yer alan esnaflar maalesef büyük risk altında faaliyetlerini sürdürüyor.

Nitekim bu durum geçtiğimiz hafta yaşanan elim bir olay sonucu tekrar su yüzüne çıktı.

Cumhuriyet Mahallesi’nde yer alan Eski Sanayi’de bir ahşap atölyesi alevlere yenik düşerken çevredeki 4 iş yeri de zarar gördü.

Olay medyaya asayiş haberi olarak yansıdı. Bana göreyse söz konusu olayı 2 başlık altında incelemekte büyük fayda var.

Bunlardan ilki esnafın sigorta sorunu…  

Yanan ve alevlerin sıçramasıyla zarar gören iş yerlerinin 3’ü ağaç ve ahşap ürünleri alanında faaliyet gösterirken, bir işletmeyse kimyevi ürünler üzerine çalışıyor.

Sonuç olarak 4 işletme zarar gördü, bazıları tamamen kül oldu.

Cebi güçlü olan işyerini onarıp, malzemesini yeniden sipariş edip, yanan ürünlerinin parasını ödeyip yoluna devam edecek.

Peki, maddi durumu iyi olmayan esnaf ne yapacak? Sigortası da yok!

Oturup kendine uzanacak yardım elinin harekete geçmesini bekleyecek, bölgeye gelen siyasilerin vs. verdiği sözleri yerine getirmesini bekleyecek.

Peki, esnafa ait olan ve riskli bulunduğu için sigorta yapılmayan iş yerleri kapsama alınacak mı? Bu konuda esnaf birlikleri ve konfederasyonları bir çalışma yapıyor mu?

Konuyla ilgili olarak AESOB Başkanı ve TESK Yönetim Kurulu Üyesi Adlıhan Dere’yi aradım ama telefona cevap alamadım. Toplantıdadır,  hastadır ne bileyim, insanlık hali… Konuyu görünce kamuoyunu aydınlatmak için dönecektir diye düşünüyorum.

İkinci başlıksa, “İnsanların yaşadığı yerleşim alanlarının gelişimi ve kullanımı, fiziksel çevrenin kullanımı” diye tanımlanan Kentsel Planlama…

Eski Sanayi bizim çocukluğumuzun sitesi. Kaseti geri sararsak etrafında yerleşim olmayan bir noktaydı.

Günümüzdeyse -amiyane tabirle- şehrin göbeğinde kaldı.

Eğer 30 yıldır Antalya’da ikamet ediyorsanız ‘Yeni sanayi siteleri kurulunca burası kaldırılacak’  benzerinden onlarca haber okumuşsunuzdur.

Ama olmadı…

Sonucu gelirsek…

Esnafın sigorta mağduriyeti var ve ilgili oda, birlik, federasyon ve bakanlık bu konuda bir çözüm üretmeli. Esnafın mevcut dönüşüm bedellerinin altından kalması zor görülüyorsa teşvik devreye girmeli, esnaf yalnız bırakılmamalı.

Ve…

Şehrin göbeğinde bulunan, ticari değeri çok yüksek olan bir sanayi sitesini kaldırmak her yiğidin harcı değil ama mevzuata uygun duruma getirmek mümkün.

Madem bu nokta kentin ortasında kaldı, göz önünde. O zaman güvenlik önlemlerini almak, kentle entegrasyonunu sağlamak ana düşünce olmalı.

Kalın sağlıcakla…