Kediler geçmişten günümüze kadar efsanevi yolculuklarında, en çok Eski Mısır’da derin anlamlar ifade etmiştir. Mısırlılar için kedi, kutsal bir hayvandı.

Kedilerin koruyucu tanrıça Bastet’in tecellisi olduğuna inanırlardı. Bastet, savaşçı bir aslan başına sahipken zamanla barışçıl bir ev kedisine dönüştü ve evlerin, ailelerin koruyucusu olarak görüldü. Mısırlılar kedileri o kadar çok sever ve saygı gösterirlerdi ki, bir kedinin öldürülmesi ağır bir suç olarak kabul edilirdi. Kedilerin mumyalanarak gömülmesi ise onların öteki dünyada da varlığını sürdüreceğine dair inancı yansıtır. Mısır’da kedilerin farelerden tarlaları ve erzakları koruması, onların aynı zamanda bereketin sembolü olmasına da neden oldu.

ORTA ÇAĞ AVRUPA’SINDA KEDİLER VE CADILAR

Orta çağ Avrupa’sında kedilerin karanlık bir efsanenin merkezinde olduğunu görüyoruz. Özellikle kara kediler, cadılarla ilişkilendirildi. Bir dönem kara kedilerin cadıların biçim değiştirmiş sureti olduklarına inanılırdı. Bu inanç, kedilere karşı büyük bir önyargı ve nefreti de beraberinde getirdi. Özellikle Hristiyanlık inancının yaygın olduğu dönemlerde kara kediler uğursuzluk, hastalık ve ölüm getiren varlıklar olarak görüldü. Bu nedenle kediler yakılarak öldürüldü. Fakat bu zulüm, Avrupa’daki fare nüfusunun patlaması ve vebanın yayılmasına katkıda bulundu; ironik bir şekilde kedilerin yok edilmesi, kıtanın en büyük felaketlerinden birinin hızlanmasına yol açtı.

KARA KEDİ UĞURSUZLUK GETİRİR

"Kara kedi görmek uğursuzluk getirir" inancı, çoğunlukla Ortaçağ Avrupa'sında ortaya çıkmış ve yüzyıllar boyunca varlığını sürdürmüş bir batıl inançtır. Bu düşünce, cadılarla ilgili hurafelere dayanır. O dönemde, özellikle cadı avlarının yaygın olduğu zamanlarda, kara kedilerin cadılarla iş birliği yaptığına, hatta cadıların kara kediye dönüşebildiğine inanılırdı. Bu sebeple kara kedi görmek, bir cadının yakınlarda olduğuna ya da kötülüğün yaklaştığına dair bir işaret olarak kabul edilirdi. Ancak kara kedilere dair bu olumsuz inanışlar her kültürde geçerli değildir. Mesela Japonya ve İngiltere’de kara kedinin iyi şansın sembolü olduğuna inanılırdı. Günümüzde de kara kediler, onların uğursuzluk getirdiğine inananlar kadar bu hurafeye karşı duranlar tarafından da sahipleniliyor.

KEDİLERİN GİZEMLİ RUHU

Efsanelerde sıkça geçen bir diğer inanış ise kedilerin dokuz canlı olduğudur. Bu inanış, kedilerin esnek yapısı, yüksek yerlerden düştüklerinde bile genellikle zarar görmeden kurtulmaları ve zor durumlarda hayatta kalmalarıyla ilişkilendirilmiştir. Kedilerin gözlerinin geceleri parlaması, onların bilinmeyen alemlere ve ruh dünyasına dair bir bağlantıları olduğuna ve görünmeyen varlıkları gördüğüne dair düşünceleri de beraberinde getirmiştir. Eski inanışlara göre kediler, ruhların bu dünyada geçişine tanıklık eder ve ölülerin ruhlarını yönlendirebilir.

MODERN DÜNYADA KEDİLER

Bugün bile kediler, mistik ve esrarengiz varlıklar olarak görülmeye devam ediyor. Sosyal medyada kedilere duyulan hayranlık, onların gizemli auralarını ve bağımsız ruhlarını yansıtıyor. Onların soğukkanlı ve meraklı tavırları, insanlara her zaman bir bilgelik ve sır sakladıkları hissini veriyor.

Sonuç olarak, kediler tarihin her döneminde farklı anlamlar yüklenmiş ve efsanelerde kendilerine yer bulmuş yaratıklardır. Onların gizemli doğası, insanın bilinmeyene duyduğu merakla harmanlanarak zaman içinde sayısız hikâye ve mitin şekillenmesine sebep olmuştur. Kim bilir, belki de kediler gerçekten de eski çağlardan kalma bir sırrın taşıyıcısıdır; sadece henüz anlamını çözemedik. Belki de bir gün tüm gizem çözülür.