Malum ardı ardına iki seçim birden atlattık. Önce Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri, ardından da yerel seçimler yapıldı.

Şimdilerde ise Türk siyaseti durağan bir süreç geçiyor. Nede olsa önümüzde herhangi bir seçim yok. Gerçi bir sonraki genel seçimlerde milletvekili adaylarının sandıktan çıkacak olması, ister istemez CHP’de siyaseti dinamik tutuyor.

Bunları niye yazıyorum? İzah edeyim. Antalya’da çok sayıda gruplar var. Bunlar belli periyotlarla bir araya gelip sohbet ederek gündemi değerlendiriyor. Birçoğunun ortak noktası ise aslında bu gruplarda kendi siyasi geleceklerine yatırım yapmak. Bu nedenle de şimdiye kadar bu tür gruplardan uzak durdum, davetlerini de kibarca reddettim.

SİYASİ GRUP

Şimdilerde ise böyle bir gruba ben de dahil oldum.  Bu grubun özelliği siyasi hırsları ile hareket eden değil, kent menfaatleri için bir araya gelen insanlardan oluşması. İbrahim Uysal’ın ev sahipliğinde bir araya gelen grupta Antalya Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı ve CHP eski Antalya Milletvekili Mustafa Akaydın, eski ANAP İl Başkanı Fethi Avşar, ANAP eski İl Başkanı, CHP Antalya Milletvekili aday adayı ve Dokuma AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Dinç, son zamanlarda değim yerindeyse Antalyaspor hafriyat dosyası ile tozu dumanı birbirine katan CHP Antalya Milletvekili aday adayı gazeteci Ebru Küçükaydın ve Antalya’nın renkli siyasetçilerinden eski Meclis Üyesi Recep Tokgöz var. Bu masadan yine aktif siyasetçi çıkar mı bilinmez ama keşke hala siyasetin içerisinde yer alsalar.

ANTALYA SEVDALARI BİTMİYOR

İşte bu kadro haftada bir gün bir araya gelerek dedikodunun gözüne vuruyoruz. Burada dikkatimi çeken bir dönem Antalya siyasetine damga vuracak muktedirlikteki bu insanların, Antalya sevdalarının bitmemesi.

BİRÇOĞU YOK OLUYOR

Bazı siyasiler işleri bittiği zaman adeta yok oluyor. Bir daha ara ki bulasın. Hele bir de emekli milletvekili maaşı alıyorsa kentten komple kopuyorlar. Bu arada içlerinde Tuncay Ercenk gibi mevcut milletvekillerinden daha fazla çalışanlar da yok değil. Bir dönemin sert açıklamalarını yapan kente yön veren bu insanlar işlerini doğru yaptıklarına inandıkları için hala rahatça halkın arasında kalabiliyorlar. Hatta bir dönem sert eleştirilerde bulundukları siyasi rakiplerinden artık övgü ile söz edebiliyorlar. Ama daha önemlisi hiç biri bu kent için mücadele etmekten vazgeçmemiş. İnanın ben gazeteci olmama rağmen bazı konulara Fransız kalıyorum. Çünkü onlar Antalya’yı ve Antalya siyasetini benden çok daha iyi takip etmeye devam ediyorlar.

SİYASİ İKLİM YUMUŞADI

Son zamanlarda CHP Genel Başkanı Özgür Özel ülkedeki sert siyasi iklimi yumuşatmaya çalışıyor. Aslında ilk başta bu durumu bende eleştirmiştim. Ancak şu bir gerçek ki ülkenin bir dönem zirve yapan ve hiçbir etik kuralı dinlemeyen siyasi kavgaları kendini daha yumuşak bir iklime bıraktı. Bence doğru olanı da bu. Sonuçta bugünün sert kavgaları yerini gelecekte tatlı kahvaltılara bırakacak. Özellikle siyasilerin bunu unutmaması gerekir.

Esen kalın…