Penceremden baktığımda insanlığın ve toplumların gelişmesini, ilerlemesini etkileyen en önemli etkenlerin ulaşım ve iletişim olduğunu görüyorum. Neden böyle düşündüğümü sorular ve yanıtlarla araştıralım.

Penceremden baktığımda insanlığın ve toplumların gelişmesini, ilerlemesini etkileyen en önemli etkenlerin ulaşım ve iletişim olduğunu görüyorum. Neden böyle düşündüğümü sorular ve yanıtlarla araştıralım.

Nasıl oluyor da insanlar bazı coğrafyalarda son derece varlıklı, mutlu ve huzurlu yaşarken bazılarında fakirlik ve huzursuzluk içindeler?

Malzeme aynı değil mi? Un, yağ, şeker bir arada. İnsan, yer altı ve yer üstü kaynakları, doğa yasaları. Ama bazıları lezzetli helva yapıp keyifle yerken bazıları aç kalıyor.

Köy kökenli bir insan olduğunuzu varsayalım. İlkokulu köyde okudunuz. Sonra oradan ayrıldınız ve ortaokulu kasabada okudunuz. Liseyi küçük bir şehirde, üniversiteyi de büyük bir şehirde okudunuz. Yüksek lisansı bir Avrupa kentinde tamamladınız ve şimdi Amerika’da Doktora yapıyorsunuz. Doğrudan köyden Amerika’ya gitseydiniz büyük bir kültür şoku yaşayabilirdiniz. Ama siz şanslı bir kişisiniz. Aşama aşama, kavrayarak, sindirerek buralara geldiniz.

Şimdi New York’ta bir gökdelenin en üst katında kahvenizi yudumlayarak şehrin ışıklarını izlerken yaşamınızı gözden geçiriyorsunuz. Geçen yıl köye gittiğinizde ilkokul arkadaşlarınızla karşılaşıp sohbet etmiştiniz. Çiftçiliğin çok zor olduğunu, mazot parasını, geçim derdini ve sadece köyü ilgilendiren birkaç konuyu tekrarlayıp durdular. Onaylamak ve üzülmek dışında söyleyecek bir şey bulamadınız.

Önceki yıl kasabada birlikte okuduğunuz arkadaşınızla sohbet etmiştiniz. O da size kasaba sınırlarından ibaret dünyasından ve ticaret yapmanın, geçimin zorluklarından bahsetmişti.

Birkaç yıl önce üniversiteyi birlikte okuduğunuz bir arkadaşınızla konuşmuştunuz. O daha başarılı bir çizgi çizmiş, önemli bir şirkette yönetici olduğunu, iyi bir geliri, mutlu bir evliliği olduğunu, arabasını, evini anlatmıştı. Yine de buruk bir tarafı olduğunu hissetmiştiniz. Sanki sıkışmış, hapsolmuş gibiydi.

Sıkışmışlığı kasabadaki ve köydeki arkadaşlarınızda çok daha fazla gözlemlemiştiniz.

Ne kadar alışmış olsanız da sizde de geçmişe ve kimyanızı oluşturan iklime özlem ateşi için için yanmaya devam ediyor.

Hayat böyledir. Olduğu yerde duran, konfor alanına hapsolan ilerleyemiyor. Ulaşım ve iletişimin itici gücünden mahrum kalıyor. İnsanlığın tarihi de böyledir.

Bugünlere gelirken bir kısmımızı Afrika’da, bir kısmımızı Mezopotamya’da, bir kısmımızı Anadolu’da ve güney Avrupa’da bırakıp öyle yürümüştük 4.2 milyon yıllık yolumuzu. Dönem dönem büyük uygarlıklar kurmuş, savaşlarla ya da felaketlerle yıkmıştık sonrasında.

Konfor alanında çakılı kalanlar yerinde saymaya devam ediyorlar. Var oluşun izini sürerseniz bunu rahatlıkla görebilirsiniz. Bu yüzden yaşadığımız dönem aynı anda bin yıl öncesini, bugünü ve yüz yıl sonrasını içinde barındırıyor. İnanmıyorsanız Amazon ormanlarındaki yerlilere, Kabil’deki karanlığa ve Tokyo’daki ışıklara bakın.

15. Yüzyıldan öncesini karanlık bir dünya olarak düşünebiliriz. Sonra Avrupa merkezli bir sıçrama oldu. Dibi görmüş ve hızla dönüp su yüzüne ulaşmıştık. Büyük bir hızla ilerledik. Büyük fikir adamların ortaya çıkması, aydınlanma düşüncesi,  yazarlar, ressamlar, heykeltıraşların muhteşem eserleri, bilimsel gelişmeler, icatlar, siyasi atılımlar, coğrafi keşifler bizi buralara getirdi.

Bütün bu ilerlemelerin lokomotifi ulaşım ve iletişim ağlarıdır. Bu ağların hızlandırılması, güvenliğinin sağlanması ile farklı coğrafyalarda bilimsel ve fikirsel çalışma yapanlar birbirleriyle mektuplaşma, bilgi ve fikirlerini test etme fırsatı buldular. Kendileri de seyahat edip diğer faydacı insanlarla bir araya gelebildiler. Farklı coğrafyaları ve kültürleri incelediler. Bilgi biriktikçe büyüdü. Akıl, kolektif akla evrildi. Ticaretin de gelişmeye başlamasıyla oradan oraya gönderilen mal ve ürünlerin yanında kitaplar, bilimsel çalışma dosyaları, mektuplar, haritalar, sanat eserleri de elden ele dolaşır oldu. Atlı posta arabaları ve demiryollarında ilerleyen vagonlar kültürleri, bilgileri, eserleri, insanları bir yerden başka bir yere taşıyıp durdular.

Günümüzde ise daha farklı daha hızlı iletişim ve ulaşım araçları var. İnternet çağında ışık hızıyla ilerliyoruz. Ulaşım ve iletişim yeteri kadar hızlı, güvenli, ucuz ve erişilebilir olduğunda toplumlar daha hızlı gelişiyor.

Ve yaşam güzelleşiyor.

Bu yüzden ulaşım ve iletişimin önünü açmalıyız. Sağlıcakla…