Sevgili okurlarım bugün size dün yıl dönümü olan bir faciayı hatırlatmak isterim. Tarihin farklı dönemlerinden beri ne yazık ki çok sayıda insanın yaşamını yitirdiği felaketler yaşanıyor. Bazen bir kaza, bazen de bir doğal afet yüzünden onlarca insan aramızdan ayrılıyor. Bu trajik olayların izleri ise toplumların hafızalarından uzun yıllar silinmiyor. İşte, Üsküdar vapuru faciası olarak isimlendirilen korkunç olayın da toplumsal hafızamızdan silinmesi oldukça zor! Çünkü sivil denizcilik tarihimizin en korkunç ve üzücü olayında yüzlerce insanımız yaşamını yitirdi. 1 Mart 1958 yılında, İzmit’teki iskeleden hareket eden Üsküdar isimli vapur, ayrıldığı iskeleye geri dönemedi.  Sefere başladıktan kısa bir süre sonra batan vapur, yüzlerce insanın yaşamını yitirmesine neden oldu. Böylece hem sivil denizcilik hem de Cumhuriyet tarihinin en büyük facialarından birisi yaşanmış oldu. Üsküdar vapuru, 1927 yılında denize indirilen küçük bir vapurdu. Vapur, Şirket-i Hayriye için Almanya’da üretilmişti. 1927 yılında ise 72 baca numarası ile denize indirildi ve seferlerine başladı. 33 metre uzunluğunda ve 6,6 metre genişliğindeydi. Üsküdar isimli bu küçük vapur, İzmit- Gölcük arasında seferler düzenliyordu. Ancak 1 Mart 1958’de bu vapurun son seferine çıktığından kimsenin haberi yoktu. 1 Mart 1958’de vapurda yaklaşık 600 yolcu vardı ve bu yolcuların büyük çoğunluğu öğrencilerden oluşuyordu. Çünkü o yıllarda Karamürsel ve Gölcük’te lise bulunmuyordu. Bu sebeple bu kıyı ilçelerindeki öğrenciler okullarına vapur ile gidip geliyorlardı. Ayrıca, kara yolu ulaşımı da bugünkü kadar yaygın değildi. 1958 yılının 1 Mart günü cumartesiye denk gelmişti ve öğrenciler okullarından evlerine dönüyorlardı. Üsküdar vapurundaki yolcu sayısının fazlalığının sebebi buydu.

ALABORA OLDU

Oysa, İzmit İskelesi’nden ayrılalı çok kısa bir süre olmuştu! Ancak rüzgar o kadar şiddetliydi ki vapur daha fazla dayanamadı. Zaten Üsküdar vapurunun büyük bir kısmı ahşaptan oluşuyordu. Kuvvetli rüzgar sebebiyle, vapurun önce kaptan köşkü parçalandı. Bunu üzerine vapuru komuta etmek mümkün olmadı. Bu sebeple ne yazık ki, vapur batmaktan kurtulamadı. Bu, bir deniz faciasında o zamana kadarki en yüksek can kaybıydı. Yine de yaşamını yitirenlerin sayısı hakkında farklı iddialar bulunuyor. Dönemin resmi kaynakları yaşamını kaybedenlerin sayısını 392 olarak açıkladı. Ancak bazı görgü tanıkları rakamın çok daha yüksek olduğunu söylüyorlardı. Her ne olursa olsun, Üsküdar vapuru ülkemizin karşılaştığı en büyük felaketlerden biriydi. Facianın hemen ardından Donanma Komutanlığı’ndan yardım gönderildi. Fakat donanma ekipleri facianın gerçekleştiği yere ulaştığında her şey için çok geçti! Yaklaşık 40 kişi kurtarıldı fakat can kaybı çok daha fazlaydı. Kazadaki ölüm oranının bu kadar yüksek olmasının sebeplerinden biri de, o gün havanın son derece soğuk olmasıydı. Faciada yaşamını yitirenlerin çoğu boğulmuştu. Ancak donarak yaşamını kaybedenlerin sayısı da bir hayli yüksekti. Üsküdar vapurunun enkazına 18 gün sonra ulaşılabildi. 19 Mart 1958 yılında, korkunç facianın gerçekleştiği vapurun enkazı 35 metre derinlikten çıkartıldı. Vapurun enkazında 16 ceset daha bulundu. Aradan onlarca yıl geçtiği halde, sivil denizcilik tarihimizin en büyük faciasının üzücü hatırası yaşamaya devam ediyor