TBMM’nin 28. Dönem üçüncü yasama yılı, 1 Ekim Salı günü Erdoğan’ın konuşmasıyla başladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uzun süredir dile getirdiği yeni anayasa ve Meclis içtüzük değişikliği tartışmalarının Meclis ve siyaset gündeminin önemli konu başlıkları olması beklentisi gündemin en önemli maddelerinden biri.
Halkın gündeminde bir anayasa tartışması yokken, neden yeni bir Anayasa talebi var çözülemiyor.
Son yirmi yıldır zaten kanun hükmünde kararnamelerle neredeyse yeni bir Anayasa uygulanmakta. Kimse de bu kadar kararname, yasa maddelerinin önüne geçemez demiyor!
Eeee daha ne.
Mecliste bir üçüncü ittifaktan söz ediliyor, yeni düzenlemelerde koalisyonu kaldırmak için , bürokrasiye engel olmak için tek adam formülü getirilmemiş miydi? Kafam karıştı doğrusu.
Muhalefet ise milletvekilliği düşürülen Can Atalay hakkında, hak ihlali ve milletvekilliğinin iadesi yolunu açan kararının Meclis tarafından uygulanması talebini gündemde tutacak. Muhalefet Can Atalay başlığında bu kadar kararlı olsaydı, bence şimdiye çözülürdü. AKP bu başlık üzerinden geçen yasama yılında çıkmayan ve geçen yasama yılından kalan bazı tartışmalı düzenlemeleri yasalaştırmayı planlıyor galiba. Geçen yasama yılında kabul edilen, ancak Genel Kurul'a indirilmeyen 9. Yargı Paketi’nin öncelikli olarak yasalaştırılması beklenirken, iktidarın yeni bir yargı paketi hazırlığında olduğu da dedikodular arasında. Diyecekler ki Can Atalay’ın hakkını teslim edeli ama…
İşte o ama da gizli planlananlar.
Bir de çabuk unutuyoruz, sosyal medyanın kısıtlanması, hak ve özgürlüklerin pek çok yasaya takılması, düşünceni açıklama etki ajanı olursun söylemleri unutuldu sanki.
Bunlar dünde kaldı diyorsanız yanılıyorsunuz. 9. Yargı paketinden çıkarılan ve kamuoyunda “etki ajanlığı” olarak anılan, casusluk suçunun kapsamını genişleten düzenlemenin de meclis gündemine gelmesi bekleniyor.
Çokluk çocuk okullardaki hijyen sorunundan muzdarip. Öğretmenler kendi haklarının peşinde koşmaktan çocuklarla ilgilenemez oldu. Sürekli değişen müfredat da cabası. Kime sorsanız çocuğu hasta, evdekilere de bulaştırmış durumda.
Öğretmenliğe dair kanun teklifi de gündemde unutulmadı…
AKP, Meclis yaz tatiline girmeden önce, öğretmenlerin büyük tepkisine neden olan Öğretmenlik Mesleği Kanunu teklifini de yeni yasama yılında TBMM’den geçirmeyi hedefliyor.
Öğretmenlik Mesleği Kanun Teklifinin 22 maddelik birinci bölümü Genel Kurul'da oylanarak kabul edilmiş, ancak daha sonra teklifin görüşmeleri yeni yasama yılına ertelenmişti.
Eğitim sendikalarının kurulacak eğitim akademileri üzerinden öğretmenlerin iş güvencesini yok ettiği, özlük haklarını zayıflattığı, başta taban ücret düzenlemesi olmak üzere temel ekonomik ve sosyal haklarına, ücret ve çalışma koşullarına ilişkin bir düzenleme içermediği gerekçesiyle karşı çıktığı Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifinin öncelikli olarak görüşüleceğini de duyduk.
Nüfusumuzun çocuk kısmı hijyenle eğitimle uğraşırken, yaşlılar bölümüne hiç dokunmayalım bin ahh işitiriz. Nüfusun yaşlı oranı hızla artıyor, huzur evleri dolu, bakımevleri çok pahalı, çalışan eleman sıkıntılı, sağlık hizmeti yetemiyor, hastanelerde sıra gelmiyor, gelse bile bakım göz ucuyla. Ailesi ilgilenmiyorsa yaşlının vay haline.
Neyse bunlar meclis gündeminde yok zaten. Gelelim gündemdeki konulara…
Ekonomide, kayıt dışılıkla mücadele amacı içeren, yeni bir ekonomi paketinin de Meclis gündeminde.
Geçtiğimiz dönem komisyonda görüşülen Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da değişiklik teklifinin yeni dönemde görüşmelerine başlanacak.
Rekabet Yasası’nda değişiklik yapan ve dijital platformları düzenleyecek olan yeni bir yasa teklifi de Meclis gündemine gelecek böylece Amazon, Facebook, X (Twitter) gibi şirketlerin piyasayı kontrol etmelerinin önüne geçilmesi hedefleniyor.
Türkiye’nin haftalardır gündeminden düşmeyen Narin Güran cinayeti, Meclis’in yeni dönemde gündeminde olacak. Çözülemeyen cinayet, kasabanın sırrı belki de olumlu bir anlamda konuşulabilecek. İktidar ve muhalefet partilerinin uzlaşması doğrultusunda çocuklara yönelik şiddet, istismar ve kötü muamele konusunda Meclis’te bir Araştırma Komisyonu kurulması gerçekleşebilecek. Ama bir kereden bir şey olmaz diyenleri, çocuklar başını örtmezse bu okula giremez diyenleri vb. komisyona alırlarsa ne olur onu da bilemem.