Astım hastalığınla ananemin ölümüyle tanışmıştım. Namaza durduğunda nefes alamadığı için kalbi ani durmuştu. O zamanlar ne yapılır, nasıl önlem alınır bilmezdik.
Astımdan ölen müdürüm Aloğlu var. Şimdi annem astım hastası. Irsimi acaba bilmiyorum. 7 Mayıs Dünya Astım Günüymüş onu da yeni öğrendim. Öğrenmenin yaşı yok derler büyüklerimiz. Gerçekten haklılarmış. Göğüs hastalıkları doktoruna gidiyor annem. Sigara içmemesi gerekli ama içiyor. Engel olamıyoruz. Ne yapmam gerekli neler uygulanmalı inan bilmiyorum. Göğüs Hastalıkları uzmanı Dr. Nazlı Deniz Atik açıklamasında “astım eylem planı” oluşturmalıdır” demiş. Gelin hep birlikte neler yapmamız gerektiğini öğrenelim. Atik; “7 Mayıs Dünya Astım Günü” nedeniyle astım hastalığı ve dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi verdi. Atik, “Her hasta muhtemel bir astım atağında ne yapacağının belirtildiği yazılı bir “astım eylem planı” oluşturmalıdır” dedi. Astım, dünyada 260 milyondan fazla insanı etkileyen ve her yıl çoğu önlenebilir olmasına rağmen 450 binden fazla kişinin ölümü ile sonuçlanıyor. Yapılan çalışmalardan elde edilen verilere göre Türkiye’de yetişkinlerde astım hastalığının görülme oranı yüzde 1.2 ile yüzde 9.4 arasında değişkenlik gösterirken, astım benzeri belirti görülme sıklığı ise yüzde 9.8 ile 27.3 arasında olduğu tespit edildi. Günümüzde alınan tedbirler ile önlenebilen ya da belirti gösteren hastaların şikayetlerinin azaltılabildiği astım hastalığı doğru tanı ve tedavi alınmadığı zaman kişilerin yaşam kalitesini düşürebilmektedir. 7 Mayıs Dünya Astım Günü nedeniyle astım hastalığı ve dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi veren Memorial Antalya Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Nazlı Deniz Atik, bu yılki Dünya Astım Günü temasının ‘Astım Eğitimi Güçlendirir’ olduğunu belirterek, özellikle astımlı kişilerin hastalıklarını yönetmeleri ve tıbbi yardıma başvurmaları gerektiğinin altı çizdi. Astım’ın ağır solunum yetmezliğine neden olabileceğini vurgulayan Atik, “Astım nefes darlığı, hışıltı, hırıltı, öksürük, göğüste baskı hissi belirtileri ve bu belirtilerin varlığı, sıklığı ve yoğunluğunun aynı hastada zaman içinde değişken olması ile karakterize solunum yollarında iltihaplanma ve daralmanın neden olduğu bir hastalıktır” dedi. Hastaların atak dışında kendilerini iyi hissedebileceğinin altını çizen Atik, “Belirtiler viral solunum yolu enfeksiyonları, irritan ya da allerjen maruziyeti, egzersiz gibi faktörler ile tetiklenebilir ve tedavi ile ya da kendiliğinden düzelme gösterebilir. Bazen de hastaneye yatışı gerektirecek kadar ağır solunum yetmezliklerine neden olabilir. İyi hissettiğinizde ilaçları kesmeyin. ‘Kapalı ortamlarda maske takmaya devam edin’ Pandemi döneminden sonra insanların maskeleri bir kenara kaldırmasıyla viral üst yolunum yolu enfeksiyonlarının görülme sıklığı arttığını vurgulayan Uzm. Dr. Nazlı Deniz Atik, “Bu enfeksiyonlar astım hastalarının atak geçirmelerine, öksürük nefes darlığı gibi şikayetlerinde kötüleşmeye sebep olabilmektedir. Bu yüzden öncelikle kalabalık ortamlarda, hastanede, otobüste, toplu taşıma araçlarında, konserde, tiyatroda kendi sağlıkları için mutlaka maske takılmalıdır. Doğru tanı, doğru ilaç kullanımı, sigara içilmemesi, uygun egzersizler, alerjenlerden uzak kalınması, grip aşısı olmak gibi önlemler ile astım kontrol altına alınabilir bir hastalıktır. Ancak yine de her hasta muhtemel bir astım atağında ne yapacağının belirtildiği yazılı bir “astım eylem planı” oluşturmalıdır. Hekiminiz ile hazırladığınız bu planda astım atağı sırasında ne yapmanız gerektiği, hangi ilacı hangi dozda alacağınız belirlenmeli, hangi durumlarda acil yardım ve hastane başvurusu gerektiği açıkça anlatılmalıdır. Yazılı bir astım eylem planınızın olması hem muhtemel bir atakta ne yapacağınızı bilmenizi ve atağı yönetebilmenizi hem de atak ilerlemeden müdahale etmenizi sağlayacaktır” dedi.