Yine beyin yakan bir gelenek ile karşınızdayım. Bali’de evlenmek isteyen kişiler diş dolgusu yaptırıyorlarmış.
Kadınlar da erkekler de düğün öncesi iki adet diş dolgusu yaptırarak öfke, açgözlülük, kıskançlık, haset gibi kötü hisleri kendilerinden uzak tuttuklarına inanıyorlarmış. Bu nasıl bir lükstür ben anlamıyorum. Bizim ülkemizde bırak öfkeyi, kıskançlığı, kötü hisleri kendimizden uzak tutmak için dolgu yaptırmayı, ağrıdan ve sızıdan ölmeye ramak kalana kadar öteliyoruz dolgu tedavisini. Çünkü malum ekonomimiz müsait değil. Öyle her ağrıyan yerimiz için tedaviye başlama lüksümüz yok bizim. Devlete gidelim desek o zaman da sıra alıp da o sıra bize gelene kadar beklememiz gerekiyor. E tabi bu süreç o kadar uzun olunca insan ağrısıyla dostluk sürecine giriyor. O ağrıyı artık ortadan kaldırma isteği kalmıyor çünkü beden adeta kabulleniyor durumu. Söz konusu ağrıyla o kadar anı biriktirince malum duygusal insanlarız kopamıyoruz belli bir süreden sonra. Şaka değil bu hepiniz duymuşsunuzdur ilk günlerde bir yeri ağrıyan insanın şikayetlerini. Sonra aradan biraz zaman geçip de tekrar durumunu sorduğunuzda 'haa yok ya alıştım herhalde ne biliyim rahatsız etmiyor' cevabını veriyorlar. Neyse biz olaya yine olumlu tarafından bakalım. Bu şartlar altında yaşamasaydık belki de bu kadar güçlü, kuvvetli insanlar olamazdık kim bilir…