Önceki hafta ‘Antalya Nereye Koşuyor?’ başlıklı bir yazımda Antalya’da genel görünümüne ve hızlı büyümenin getireceği olası durumlara dikkat çekip hazırlık yapılması gerektiğini vurgulamıştım. Geçen hafta ‘Antalya Nereye Koşmalı?’ başlığı altında izlenebilecek en doğru rotayı önerdim. Görünen köy kılavuz istemez. Zira ertesi gün TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ‘Antalya, Türkiye için çok önemli. Antalya büyüyünce Türkiye büyüyor, Antalya sıkıntı yaşarsa Türkiye sıkıntı yaşıyor. O nedenle Antalya’ya özel ihtimam göstermemiz lazım’ dedi.

Neden ‘ANTALYA 3.0’?

Bilgi çağının kapısında dijitalleşmenin etkileri bu yazının başlığını belirledi. Uygarlığın ilerlemesi ve gelişmeler versiyon (sürüm) olarak ifade edilebiliyor. V1-V2 ya da Endüstri 4.0, Web 3.0, İnsan 2.0 gibi. Bilgi çağında yeni bir sürümle yaşamımızı sürdüreceğiz.

ANTALYA 1.0 versiyonunda kendi halinde şirin bir kent olarak Kaleiçi ve çevresinden ibaretti. Şimdiki Polisevi’nin ya da Falez otelin olduğu bölgeye ‘dağın başı’ denilirdi.

ANTALYA 2.0’da turizm faaliyetleri ile yeni bir yaşam başladı.

Ancak işler o kadarla kalmadı. Antalya her bakımdan büyüyerek beşinci büyük kent oldu. Bu hızla Bursa’yı geçip İzmir’in ardından dördüncülüğe yerleşecek. Şu an ANTALYA 3.0’ın başlangıcındayız.

Bunun için “Antalya imajına ve algılanış biçimine uygun yeni yaşam trendleri” yönünde hazırlık yapmak gerekiyor. Dijital Dönüşüm trendini, Değerli Taşlar için global Pazar yeri, Antalya’yı devasa bir film stüdyosu ve sinema sektörünün çekim merkezi haline getirmeyi geçen hafta önermiştim.

Değerli okuyucularımdan da bazı öneriler geldi.

Antalya’yı Spor Sektöründe global bir merkez haline getirmek. Bu çok önemli. Çünkü Antalya konumu, iklimi ve donanımlı konaklama tesisleriyle tüm spor dallarında 12 ay boyunca kamp yapılacak özelliklere sahip. Aynı anda 200 büyük futbol takımı rahat bir şekilde kamp yapabilir. Yan sektörleri ile azımsanmayacak katma değer yaratılır.

Sağlık Turizmi kapsamında Rehabilitasyon merkezleri, Sanatoryumlar, Hastane-Otel konseptleri üzerine düşülürse globalde ciddi bir Pazar yaratılabilir.

Kongre ve Fuar turizminde de çok büyük avantajımız var.

Paslanmaz çelik, krom ikinci üçüncü ürün üretimi yapılması da okuyucu görüşlerinden. Küçük ev aletleri, teknolojik ürünler üretimi, imalat sanayi de bu kapsamda düşünülebilir.

Zengin çeşitliliğe sahip tarımsal ürünlere ve Antalya’ya has tropik ürünlere dayalı yeni ürün konseptleri geliştirilebilir.

Bu liste katkılarınızla uzayıp gidecek. Bazı öneriler için ‘Bunları zaten yapıyoruz’ diyenler olabilir. O halde güçlendirmek, dünyaya açmak ve daha iyi yapmak gerekir. Yetkililere de önerileri dikkate alıp çalışmalara başlamak düşer. Yerel seçim öncesi belediyelere kopya vermiş olalım. Özellikle gençler seçim vaatlerinizde bunları görmek ister.

Zamanı gelmiş bir düşüncenin önünde hiçbir güç duramaz.

Teknolojinin geldiği noktada dijital dünyaya göç kaçınılmaz. Öncüsü de otoritelerden bağımsız ve özgürlükçü (geleceğin değer deposu) Bitcoin’dir. Onun etrafında Kripto Endüstrisi’ne büyük bir yönelim var. Ülkeler geride kalmamak için çabalıyor.

Kripto Kentleri oluşuyor. El Salvador ve Orta Afrika Cumhuriyeti Bitcoin’i resmi para birimi olarak kabul ettiler ve ‘Bitcoin Şehri’ kurma çalışmalarına başladılar. Paraguay üç kentini birden Bitcoin madenciliği merkezi yapmak için hazırlanıyor. Almanya, Japonya, ABD, Kore Kripto Endüstrisinde önde olmak için yarışıyorlar. Dünyanın para merkezlerinden İsviçre Kripto Kentleri kurmak için altyapı oluşturuyor. Halkını ve yatırımcıları eğitip geliştiricileri davet ediyor. Miami belediyesi çalışanlarının maaşlarını Bitcoin ile ödüyor. Bitcoin’in başkenti gibi bir unvan taşıyor. Seul, Dubai, Vancuover, Hong Kong, Singapur, Lugano, Zug ve birçokları yarışa katıldılar. Antalya’nın bu kentlerden fazlası var eksiği yok.

Neden ilk Kripto Kentimiz ‘Antalya’ olmasın?

Sağlıcakla…