“Neden ilk Kripto Kentimiz ‘Antalya’ olmasın?”

8 Kasım 2023 tarihinde bu köşede yayınlanan “ANTALYA 3.0” başlıklı yazımı bu cümleyle bitirmiştim.

Yazının içeriğinde hızla büyüyen güzel kentimizin ağır sanayi ile heder edilmemesi, bunun yerine alternatif sektörlerde altyapı yatırımları ile sağlıklı bir şekilde büyümesi gerektiğini belirtip bazı öneriler getirmiştim. Bunlardan, Antalya’nın dünyadaki diğer rakiplerine göre Kripto Endüstrisi için daha avantajlı bir kent olduğu çokça konuşuldu.

Bitcoin devriminden sonra finans ve teknoloji alanlarına en büyük katkıyı Kripto Endüstrisi yaptı. Bitcoin ilk ortaya atıldığında insanlar hem madenciliğini yaparak üretimine katkıda bulunuyorlar hem de birbirlerine gönderiyorlardı. Sonraları alış verişte de kullanılmaya başlandı. Tabi ki bunları yapabilenler belli seviyede teknoloji okuryazarlığına, bilgiye ve deneyime sahip olanlardı. 15 Ocak 2010’da ‘dwdollar’ takma adını kullanan biri Bitcointalk forumu üzerinden “Bitcoinmarket” isimli alım satım platformunu duyurdu. Bitcoin’in asıl amacı bu olmasa da bir anda alımı, satımı, spekülasyonu yapılan ilk piyasa oluşmuştu. Artık Bitcoin’e sahip olmak çok daha kolaydı. Teknoloji okuryazarı olmayanlar da oyuna dahil oldular. Sert fiyat hareketleriyle tüm dikkatler bir anda Bitcoin’e yöneldi. Birkaç alternatif coin de eklenince merkezi kripto borsaları bunları listeleyerek alım satımlara aracılık yapmaya başladı. Önce teknolojik, ardından finansal adımlar geldi. Özellikle de en büyük alternatif coin olan Ethereum’un token üreten bir teknoloji altyapısı sağlamasıyla tam bir çığ etkisi oluştu. Yazılımcılar, koleksiyonerler, traderler, finansçılar, ekonomistler, suç dünyası, meraklılar akın akın gelmeye başladılar.

Bugün onbinlerce kriptopara projesi, yüzlerce alım satım platformu, onlarca merkeziyetsiz finans enstrümanı, milyonlarca emekçi/geliştirici ve milyarlarca yatırımcı ile 1,7 trilyon dolarlık bir piyasaya sahibiz. Her şeyin tokenleştirilip parça parça alınıp satılabileceğinden, dijital dünyaya taşınmamızın kaçınılmazlığından bahsediliyor.

Kripto Endüstrisinin yol arkadaşlarından da bahsedelim. Blockchain, Web 3.0, Yapay Zeka, Nesnelerin İnterneti, Bulut Depolama, İnsansı Robotlar, Avatarlar, Artırılmış Gerçeklik, Nft,  Metaverse, Merkeziyetsiz Finans… Bu trendlerde çalışan milyonlarca geliştiricinin yaşamları çok değişti. 2030 yılının bir eşik atlama dönemi olacağı ilgili çevrelerde dile getiriliyor.

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bu alana ilgi büyük. Geliştiriciler ve ticaretini yapanlar azımsanmayacak finansal getiri sağlıyorlar. Ülkemize ciddi oranda döviz getiren projeler var. Hem globalde hem de yerelde geleneksel piyasa aktörleri sahaya inmeye hazırlanıyorlar. Hükümet tarafında yasal düzenlemeler bekleniyor. Umarım yasaklayıcı bir yaklaşım olmaz. Vergi konulacaksa da makul bir düzenleme olmalı.

Geçen hafta Antalya’da bir etkinliğe davetliydim. Kripto Endüstrisi’ne hem teknolojik hem de finansal altyapı sağlamayı hedefleyen gerçek ve değerli bir girişimle tanıştım. Tanınmış prestijli bir iş insanı ile siber güvenlik uzmanı kripto dehası bir mühendis öncülüğünde üst düzey bir ekip kurulmuş. Hiç durmadan çalışıyorlar. İsim ya da marka yazmam bu aşamada erken olabilir. Şu kadarını söyleyebilirim; önceliği üst düzey siber güvenliğe vermişler, her şey izinli ve kayıt altında, birkaç kurumla birlikte çalışılıyor. Metaverse ve Kimlik Doğrulama alanında çığır açmışlar. Birçok bakımdan dünyada ilk olacak ve ses getirecek çalışmaların yapıldığına tanık oldum. Önümüzdeki günlerde bu konuda çok şey duyacağınızdan eminim. Muhtemelen globaldeki etkisi yerelden çok daha fazla olacaktır. Kendime yüklediğim “ANTALYA 3.0” misyonumu destekler nitelikte bir projeyle karşılaşmak çok keyif vericiydi.

Gördüğüm kadarıyla Antalya hazır. Peki, kurumlarımız ayak uydurabilecek mi? Bence geç olmadan kolları sıvamalılar.

Bu gelişmeler ışığında şimdi tekrar soruyorum.

“Neden ilk Kripto Kentimiz ‘Antalya’ olmasın?”

Sağlıcakla…