Ben çocukluğumdan bu yana eylül aynına hep aşık olmuşumdur. Eylül ayı bana her zamana yeni kapların açıldığını, yeni başlangıçların olduğunu anımsatır.

Antalya’da ise eylül ayı bir başka güzel geçer. Kendimi bildim bileli her yıl eylül ayının ilk günü akşam üstü kahvemi alır sahilde keyif yapar eylül ayının ilk gününü kendime ayırırım ve halende böyle yaparım yıllardan beri yaptığım bir gelenek oldu. Ama bu eylül bir farklı geldi. Mesela bu eylülde geleneğimi bozdum. Sadece uzun bir yürüyüş yaptım.

Neden geleneğimi bozdum? İşin aslı ülke olarak zor bir durumdan geçiyoruz. Yurttaşlar ekmek derdinde, geçinme derdinde olunca eylül bile huzur vermedi bana. Çünkü aynı durumu bende yaşıyorum. Sadece yürüdüm ama bu esnada insanları izledim. Herkes bir yere yetişme çabasındayken, gözüme yabancı turistler geldi. Onlar çok mutluydu tam sonbahar eylülünü yaşıyorlar. İlk heyecanı, ilk gelişlerini yani güzelim eylül ayını yaşıyor. Her şeyden önce Türkiye’de tatil yapıyorlar. Mutlular her şeyden önce ah nasıl mutlu olmasınlar ki.

NARİN

Ardan sadece 8 gün geçti. ‘Yeni başlangıçlar’ dedim. Yeni yaşamlar dedim. Peki Türkiye’de 8 günde ne oldu? 19 gündür kayıp olan kız çocuğu ölü bulundu 9 Eylül’de okuluna gidip yeni bir başlangıç yeni adım atması gereken bir kız çocuğunun ölüsü bulundu. Geldi delirme bu duruma. Haberi duyar duymaz bir anda kendimden soğudum bilmiyorum neden öyle oldu. İster istemez etkilendim. 9 Eylül’de okul sırasında yaramazlık yapması gereken bir kız çocuğu öldürüldü. Ancak bu ilk değildi geçmiş yıllarda da aynı vakalar yaşandı. Hepimiz biliyoruz ki artık kimseye güvenemeyeceğiz, inanmayacağız. Eylül ayında okula başlaması gereken çocuklarımızı koruyamıyoruz. Nerde adalet diye soruyoruz?

POLATGİLLER

Bu arada adaletten bahsetmişken, ülkede adalet sisteminin olmadığını gösteren bir diğer olaya gelelim. Biliyorsunuz ülke gündemine oturan Polatgiller serbest bırakıldı. 40 yıl hapsi istenin aile serbest bırakıldı. Onlarda kendilerince eylül ayında yeni bir sayfa açtı ama ne sayfa açmaktır bu anlamış değilim. Onca genç alın teri döker yeni ve daha güzel bir hayat yaşamak için çalışır ama Polatgiller kadar zengin olamıyor.  Emekleri, halleri olan gençler eylül ayında düş kuramıyor. Hayat güvencesi yok. Yurt dışına baktığımızda aslında her şey ortaya çıkıyor. Evet biz burada nerde hata yaptık onca genç neden eylül ayında yeni bir başlangıç yapamıyor. Nerde bu adalet ya da bu adalet kime işliyor.

TEĞMENLER

‘Yeni eylül, yeni başlangıç’ demişken, eylül ayında yeni başarı daha geldi. Kara Harp Okulu, Hava Harp Okulu ve Deniz Harp Okulu’ndan eylül ayında mezun olan onlarca subay ve teğmen vardı. Ancak bunları içinde üç askeri okulun birincileri kadındı. Ne kadar gurur verici bir tablo dimi üç kadın birinci oldu. Bu tablo Mustafa Kemal Atatürk’ün gurur tablosuydu. Mezuniyet töreninde gelenek olan kılıç çekme gündem oldu. “O kılıçlar kime çekildi” diye tartışma aldı başını giderken eylül ayında yeni bir başlangıç yapacak olan teğmenlere soruşturma açılacakmış haberlerde okuduğum kadarıyla. Yine gençlerin hevesi kursaklarında kaldı. Yeni başlangıç yapamadan ilk adımları atamadan ayaklarına çelme takılıyor. Yazık ki ne yazık.

Eylül ayı başlangıçların ayıdır dedik ama süreç içerisinde kime nasıl yani bir kapı açılığını, kime nasıl kapıların kapatıldığını gördük. Bu daha eylül ayının 8’inci günü kaldı geriye 22 gün bakalım 22 günde ne yaşayacağız. Siz siz olun yeni başlangıç yapmak için adım atmaktan vazgeçmeyin, hayal kurmaktan ve onları gerçekleştirmekten vazgeçmeyin. Uzak bir olsa vazgeçmeyin bundan belki bir gün bir eylül ayında oluverir. Sağlıcakla kalın…