Finike ve Kumluca’daki çok büyük bir arazinin DYP Antalya eski Milletvekili Mehmet Baysarı ile Kumluca Ticaret ve Sanayi Odası(KUTSO) Başkanı Murat Günay’ın şirketlerine ihale ile verilmesi kamuoyunda tansiyonu yüksek, ateşli tartışmalara neden oluyor.

Bu tür tartışmaların elbette yararı var. Hem Antalya’nın talanının, paylaşımının, tahribatının daha geniş kesimlere duyurulması mümkün oluyor, hem de Antalya’nın doğasının, Paha biçilmez kaynaklarının korunmasında daha bilinçli bir nesilin yetişmesinin önü- yolu açılıyor.

Mehmet Baysarı-Murat Günay ortaklığının 21.1 milyon liraya ihaleye çıkılan 89 parsel, 500 villanın yapılması öngörülen dev araziyi 24 milyon lira ile kazanmaları söz konusu arazinin değeri konusundaki tartışmalara yanıt olarak algılanmalı.

Finike ve Kumluca’daki TOKİ arazisi yapılan ihaleye Finike Belediyesi’nin çok istemesine rağmen katılamamış olması da dikkat çekici. Finike’nin CHP’li Belediye Başkanı Mehmet Geyikçi, bölge için çok değerli olan arazinin ihalesine belediyenin bütçe yetersizliği ve kredi teminindeki sıkıntılar nedeniyle katılamadıklarını söylüyor..

Malum kamu bankaları CHP’li belediyelere kredi vermiyor, özel bankalar da Saray’ı kızdırmamak için muhalefet belediyelerinin kredi taleplerine sudan bahanelerle yaklaşmıyorlar. Siyasetin Baba’sı Rahmetli Süleyman Demirel, böyle durumlara ‘Garnından gonuşma’ yorumunu yapardı.

Bunları niçin miz yazdım ? 

Antalya’nın ‘Çiftçi Milletvekili’ Aydın Özer’in ‘Doğusundan batısına Antalyamıza dokunmayın’ sözlerinin çok önemsenmesi gerektiğini düşündüğüm için.  Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin(TBMM)çalışkanları  arasında bulunan CHP’li Aydın Özer, Antalya’nın kaynaklarının maden ocakları ve HES’lerle tahrip edilmesine isyan ediyor.

CHP’li Özer, taş ve mermer ocaklarının Antalya’nın havasına, suyuna ve doğasına zarar verdiğini vurguluyor. TBMM Çevre Komisyonu Üyesi olan Aydın Özer, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a ve iktidara şu eleştirileri yöneltiyor :

“Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın nadide yerlerinden birisi olan ve dört mevsim 365 gün turizm yapılabilen Antalya’nın doğasına korumak için bu kentin sahipleri canlarını bile feda ediyorlar. (Finike’de maden ocaklarına karşı destansı bir mücadele verirken, kalleş bir saldırı sonucu öldürülen çevre şehitleri Aysin-Ali Ulvi Büyüknohutçu çiftini saygıyla anıyoruz)İbradı-Karamık da, Kumluca-Alakır’da bölge halkı ve çevreciler direniyor, hukuk mücadelesini de sürdürüyor. Çünkü taş ve mermer ocakları tarıma zarar veriyor, havayı kirletiyor, doğayı katlediyor. Maden ocağı  ve HES rantçıları, insanların geleceğini umursamadan, yeryüzünün paha biçilmez ve yenilenmez kaynaklarını katlediyor. Bunun için bir kez daha çağrıda bulunuyorum doğusundan batısına Antalyamıza dokunmayın”

CHP Antalya Milletvekili Aydın Özer’e katılmamak olanaksız. Sadece Aydın Özer, bir avuç çevrecinin mücadelesi, direnişi yeterli değil. Bir yeryüzü cenneti olan Antalya’nın doğasının, tanrının cömert davrandığı kaynaklarının korunması ve gelecek kuşaklara en az tahribatla aktarılması hepimizin en temel görevi olmalı.