Genç adam ıssız bir yerdeydi. Uçurumun kenarında. Aşağı baktı “Lanet olsun böyle hayata.” Bağırmıyordu. Ağlamıyordu. Kararlıydı bugün bitecekti. Bu esnada arkasında bir el hissetti. Bu saçları dökülmüş bıyıkları hafif kırlaşmış kırklı yaşlarında bir adamdı. Genç öfkelenmişti ama kontrolünü kaybetmedi normal bir sesle” Beni vazgeçiremezsin, kararlıyım.” Dedi. Orta yaşlı adam gülümsedi.” Seni durdurmaya gelmedim. Sadece şu ağacın yemişi güzelmiş, sana da veriyim dedim, ölmeden güzel bir erik ye” Genç erik ağacına ve adamın elinde tuttuğu mor eriklere baktı. Eriklerden birini aldı yemeye başladı. Erik sulu, tatlı ve güzeldi. Bu esnada erikte bir küçük bir çürüğü fark etti. Elini kaldırdı eriği atacaktı. Adam” Küçük bir çürük için bütün eriği mi atacaksın?” Dedi, kendi elindeki eriklerden birinin çürüğünü ısırdı ve tükürüp attı. Eriğin kalanını ise ağzına attı. Genç güldü “Çok bilgece, küçücük çürük için kocaman eriği mi atacaksın diyorsun, burada da erik hayatın güzelliklerini çürük de hayatın acımasızlığı ve zorluklarını temsil ediyor.” Bıyıklı adam inci gibi dişlerini göstererek güldü. “Hayır burada erik, eriği, çürük de çürüğü temsil ediyor.” Genç az önce atmak üzere olduğu erikten bir ısırık daha aldı. Ardından “Anladım, sen bana hayatın anlamını anlatıyorsun. Ben sana erik ve çürük diyordum anlam verdin bak ne oldu diyorsun, sen bana eğer ben bir anlam verirsem hayatın anlamlı olduğunu söylemeye çalışıyorsun.” Adam yine başını salladı ve gence bir erik daha uzattı “Hayır.” Genç yine düşüncelere daldı” Hayır şimdi gerçeği anladım, sen buraya beni kurtarmaya gelmedin, sadece erik vermek istiyorsun” Orta yaşlı adam “Ha şöyle, evet erik vermeye geldim, bana çok, ziyan olmasın güzelim erikler.” Genç” Sen bana bu davranışınla dünyanın benim çevremde dönmediğini, insanların beni umursamadıklarını ve umursamalarının da gerekmediğini gösteriyorsun. Ben özel değilim. Ben kendimi öldürürsem sadece beni seven annem, babam gibi birkaç kişiyi üzüntüden kahrettiğimle kalacam, o düşüncelerine çok önem verdiğim kalabalıklar umursamayacak bile.” Adam ” Kardeş ben ilk okul terkim, küçükken havale geçirmişim o yüzden aklım dediklerine pek yetmez, dayım mal müdürü olunca özürlü neyin kadrosundan beni orman koruma memuru etti. Ben de buralarda gezerim. Ağaç keseni kovalarım, gelen geçen görürsem ormana çöp atmayın deyip meyve veririm. Allah devlete zeval vermesin maaşımla gül gibi yaşar giderim. Ama aklım bir şeye yeter, uçurumdan düşecek koyuna çoban kar etmez, o gün çoban koyunu döndürse ertesi gün başka yerden atlar” Genç “Hayatla yüzleşmem gerekiyor. Eğer beni uçurumun kenarına sürükleyen koşulları değiştirmezsem kaç kez dönersem döneyim yine kendimi burada bulacağım, beni aşağı çekenlerden uzaklaşmalı ve kendimi ileri taşımalıyım.” Bıyıklı adam elindeki tüm erikleri gencin eline tutuşturdu “Yine ne dedin anlamadım ama galiba erik senin zekanı açıyor, sende dursunlar, derste sınavda neyin yersin” dedi ve yürüyerek gencin yanından uzaklaştı. Genç sakin ve sessiz uçurumun kenarını terk etti.