Türk bestecisidir. İstiklal Marşı» bestecisi Zeki Üngör‘ün oğludur. Eğitimini Paris’te Ecole Normale de Musique’de Georges Dandelot ve Jacques Thibaud’nun öğrencisi olarak yapmıştır. Orta kuşak Türk bestecilerinin ileri gelenlerindendir. Türk halk ve klasik müziğinin dilini Batı’nın klasik biçimleri içinde birleştirme yolunda çalışmış, yapıtlarında daha çok anlatım özgürlüğü sorunlarına yönelmesiyle bir bağımsız olarak tanınmıştır. Başlıca yapıtları: Piyano konçertosu, obua konçertosu, bir senfoni ve yaylı çalgılar dörtlüleri. Osmanlı müziğine karşı pek yakınlık duymayan besteci öteden bu yana gizemci dizilerle halk müziğine eğilmiş, bazı yeni ölçüler bulup uygulamıştır. Suit timpaninin hafiften güçlüye doğru vuruşlarıyla girer, değişik ölçüler içinden üç ayrı ritm karakteri belirir, coşkulu ortama yaylı çalgılar katılır, onları «zurna» benzeri «İngiliz kornosu» izler. Birinci bölümün sonuna doğru obuanın doğaçtan çalışı andıran uzun solosu duyulur, sonra timpani vuruşlarıyla basların homurtusu bölümü bütünler. Yapıtın ikinci bölümü armoni uslübu değişik eşlikte sürüp giden bir «uzun hava»dır. Üçüncü bölüm ise zurna benzeri süslemelerle sürer. Yapıt, virtüöz yanlısı bir tutumun ürünü. Geleneksel konçerto dışındaki biçimsel oluşumuna yardımcı sayısız evreler arasında bir türküyle bir «horon» asıl ağırlığı taşır. Konçerto, korno grubunun türkü ezgisini sunuşuyla başlar, bunu orkestranın vurgulaması ve piyanonun kadansı izler. Solo çalgının buradaki görevi daha sonraki «çok sesliliğin» rengini ve türkünün ezgisini oluşturan öğeleri belirlemek. Horona geçişi kontrbasların pes sesler arasında timpaninin güçlü vuruşu haberler. Tek devinimli yapıt türlü karakterde evrelerle sürerek sona erer. Kimi zaman doğadaki çobanın kavalını, kimi zaman yaşamın soyut anlamından kaçan dinsel kalıpların dışına çıkmaya çalışıp, Tanrı’ya sığınmayı deneyen kişinin neyini anımsatan flüt yapıt boyu timpani ve yaylı çalgılarla sürekli bir söyleşi oluşturur. Birinci bölüm sonlarına doğru önce flüt, sonra yaylı çalgılar çekilerek timpaniyi yalnız bırakırlar. İkinci bölümde armoniden kaçınan bir tutum flüte bazı kez ezgisiyle neyi, bazı kez uzun havasıyla kavalı andıran bir karakter sağlar. Üçüncü bölümde söyleşilere yeniden dönülmüş, renk türlerine ulaşılmıştır. Folklorumuzda sık rastlanan bir özellikte, iki zaman karışımı bu konçertonun yapısında ana amacı oluşturur. Karma ölçülü ritmlerle değişik figürler ritme başka bir hava getirir. Flüt, vurma ve yaylı çalgılar sürekli bir söyleşi oluşturur. Ritm türlerinin karma ölçülerle gelişimine kontrapunta eğilimi de karışarak özlenen yapı planım gerçekleştirir. Son bölüm değişik zamanlarla sürer, uzun virtuozite geçişler bütünler. Besteci 1935 yılından başlayarak yaklaşık on yılı aşan bir süre gizemci müzikten yararlanıp yeni birçok seslilik yaratma amacına yönelmiş, bu çaba önce iki yaylı çalgılar dörtlüsünde belirlenmiştir. «Beyaz Geceler» aynı yönelişin bir başka uygulaması başlarda beliren gizemci bir tümcenin acılı yankıları, huzurlu olması gereken tını dizelerine timpani’nin katılmasıyla gelişen sancılı bir ortam, işlemler genellikle bir bektaşi nefesine dayanıyor: «Güzel âşık çevrimizi çekemezsin demedim mi…» Yapıtın birinciye bağlı ikinci bölümünde timpaniyle yaylı çalgıların sürekli çatışmalarından sonra gizemci bir huzura dönme özlemi tüm işçiliğin uykusuz gecelerin ürünü olduğunu açıkça vurgular gibidir.