Bence güzellik kavramı kişiye göre değişkenlik gösterir.

Ama günümüzde bu kavram müthiş bir evrim geçirdi. Güzellik kavramını belli kalıplar içerisine yerleştirdik ve insanların da bunu uymasını sağladık. Peki bizi su sürece iten neydi? Biraz bunun üzerine konuşalım bence. Öncelikle unutulmaması gereken unsur sosyal mecralar oldu. Paylaşımlar güzellik standartlarını belirledi. Birçok insan da bu standartlara uymak için bıçak altına yatar oldu. Korkusuzca hem de… Tek düze yüzler, bedenler ortaya çıkar oldu. Zayıflık ve kilolu olmak da bu kavramın için de yerini aldı. Yapılan paylaşımlar ise bir estetik furyasının doğup büyümesine yol açtı.

Peki siz bunu doğru buluyor musunuz? Sosyal medyada paylaşımlar seçimlerimizi etkiliyor mu? Hayatımızı yaşarken başkaları gibi olmaya çalışarak mı yaşıyoruz? Bu soruların cevabı evet olabilir. Birçok kadın ve erkek kendi bedenlerini şekillendirirken başkaları için bunu yapmaya başladılar. O zayıf bende zayıf olmalıyım. O kaslı bende kaslı olmalıyım. O burnunu, kaşını, dudağını yaptırmış bende yaptırmalıyım. Hayatımızı hep bir ‘O’ kişi üzerinden yaşar olduk.

Elbette bunun olması doğru değil. Hayatımızı başkalarını kıskandırmak, birilerine özenmek, onlar gibi yaşamak için çok kısa. Maalesef ki birçok kişi bunun farkında bile değil. İşin kötü tarafı ise bu saydıklarımı yaptırma yaşının çok çok aşağılara inmiş olması. Elbette istediğimiz zaman estetik yaptırabilir, zayıflayabilir ya da başka işlemler yaptırabiliriz. Tüm mesele bunu yaptırırken biz istediğimiz için olması.

Neden ben güzellik olgusuna uymadığım için bedenimde ki herhangi bir yeri değiştirmek için işlem yaptırayım.  Ya da neden kalıplaşmış kavrama uymaya çalışayım?  Kadın ya da erkek fark etmeden yaşanılan bir psikolojik şiddet olduğunu düşünüyorum. Çoğu kadın ve erkek dış görünüşleri yüzünden dışlanıp yargılanıyor. Bunun sonucunda bilinçsiz eylemler ortaya çıkabiliyor. Sırf güzel, yakışıklı görünmek uğruna neler neler yapılıyor. Bununla sınırlı kalınsa iyi, yetmiyor beğenilmek ve kabul görmek için ilk yaptırılan estetiğin devamı da gelmeye başlıyor.

Kişi toplumun ona dayattıkları yüzünden benliğinin bir parçasını sonsuza kadar yok etmiş oluyor. Pişman olan çok insan var elbette. Ama çoğu estetik geri dönüşü olmayan düzeyde olabiliyor. Pişmanlık kavramını yaşayan insanlar bu sefer de yaptırdıkları işlem yüzünden mutsuzluğa düşebiliyor. Sahip olduğumuz görünüş atalarımızdan bize miras bırakılmıştır. Bizler yaptırdığımız her estetikle o mirası yok etmiş oluyoruz.

Estetik karşıtı değilim. Elbette ihtiyaç duyduğumuzda yaptırmalıyız. Ama o mirası kaybetmeden ufak dokunuşlar olmalı. Bizi biz olmaktan çıkarmamalı. Aynaya baktığında seviyorum kemerli burnumu, gözlerimi, dudaklarımı diyebilmekte önemli bence. Pollyanna değilim. Ama insanların kendini kabullenmesini ve aynaya baktıklarında kusurları ile beraber güzel olduklarını anlamaları gerektiğini düşünüyorum. Sokakta, AVM’de, hastanede, sahilde yürürken denk geldiğim o kadar güzel insanlar var ki. Yanlarına gidip güzelliklerinin fotoğrafını çekmemek için çoğu zaman kendime zor engel oluyorum. Benim fotoğrafını çekip paylaşmaya değer gördüğüm o güzellikleri belki de onun için görmeye tahammül edemediği bir kusuru olarak kabul ediyor.