“Hayat, siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir.” John Lenon. Çok doğru bir söz gerçekten bunu zamanla anlıyorsunuz. Hayatı yönlendirebilirmişiz gibi okullara gidiyor, mesleğimizi seçiyoruz. Kendimizi geliştirmek için kurslar alıyoruz. Ve sonra ne oluyor biliyor musunuz? Kimileri tam olmak istediği yerde oluyor, bazıları da hayaline yakın olan bir yerde ya da çok daha uzağında…
Tabi ki seçim yapmak bizim elimizde ama her zaman bu mümkün olmuyor. Şartlar ve yaşantılar hayal ettiğimiz yerde olmamızı sağlayamıyor. Planlarımız her zaman tutmuyor. Hayal kırıklığına düşün demek istemiyorum. Ümitlerimizi bir bavula koyup, onlardan vazgeçin de demiyorum. “Hayaller bir sürü başarısızlık ve ümit olmadan gerçek olmaz.” diyorum. Walt Before Mickey. Tüm zorluklara ileride olmak istediğimiz yeri ve hayatı düşünerek sabretmeliyiz. Çünkü bizi ayakta tutan, yaşama sarılmamızı sağlayan da bizim hayallerimizdir. O zaman başlamalı bir yerden hayata, fakat inandığın ve istediğin hedefi bırakmadan, yavaş yavaş o hayale yaklaşmak için planlı adımlar atarak. Hedefimize ulaşmak için beklediğimiz, çabaladığımız zamanları bir mola zamanı olarak düşünün. Sizin kendinizi toparlayıp dinlenmeniz ve gelecek planınızı daha rahat yapmanız için verilen bir mola zamanı olarak değerlendirin.
Her nerede ve ne yapıyor olursanız olun, anlam arayışı gereği ister istemez yine kendimizi, olmak istediğimiz yöne yönlenirken buluyoruz. Pişmanlık ve suçluluk duyguları içerisinde sanki yapmayı unuttuğumuz bir şey varmış gibi hissedersiniz. Zaman geri gelemeyen bir şey ve biz ideallerimiz için, emeklerimiz için hedeflerimizden vazgeçmemeliyiz. Belki erteleyebiliriz, ama vazgeçmek olmaz. Mola zamanımızın bitmesini beklemeliyiz. Ardından kaldığımız yerden hayata devam etmeliyiz.
Aslında hayat, karar verdiğimiz anlardan oluşuyor. Bu kararları alırken Lao Tzu’nun dediği gibi “Acele karar vermeyin. O zaman sizin de herkesten farkınız kalmaz. Hayatın küçük bir parçasına bakıp, tamamı hakkında karar vermekten kaçının. Karar aklın durması halidir karar verdiniz mi, akıl düşünmeyi, dolayısı ile gelişmeyi durdurur. Buna rağmen akıl insanı daima karara zorlar çünkü gelişme halinde olmak tehlikelidir ve insanı huzursuz yapar. Oysa gezi asla sona ermez. Bir yol biterken yenisi başlar. Bir kapı kapanırken başkası açılır. Bir hedefe ulaşırsınız ve daha yüksek bir hedefin hemen oracıkta olduğunu görürsünüz.”
Her zaman yaşanan bir şeyin aslında bize neler getireceğini bilmeyiz. Elimizden tek gelen, doğru karar vermek için ortamın ve şartların olumlu, olumsuz yönlerini belirleyerek aslında bizim ne istediğimiz kararını vermemizdir. Biz aslında ne istiyoruz? Beni ne mutlu eder? Hayallerime giden yollarda neler yapmalıyım? Bu soruların cevabına göre karşımıza çıkan alternatifleri değerlendiririz. Hayaller ve kararlar arasındaki ince çizgi işte bunlardan oluşur.