Deprem oldu mu ekranlar bir anda uzman kaynıyor. Her kafadan bir ses, her uzmandan başka bir açıklama...
Biri çıkıyor "Bu sadece artçı" diyor, diğeri "Hayır, bu büyük depremin habercisi" diye kasvet saçıyor. E biz sıradan vatandaşlar kime inanacağız?
İşin kötüsü, her uzman kendi alanında gerçekten yetkin. Kimisi jeoloji profesörü, kimisi yapı mühendisi, kimisi afet yönetimi uzmanı. Ama herkes kendi penceresinden bakınca, gerçeğin tam resmi kayboluyor. Bize ise sadece endişe ve kafa karışıklığı kalıyor.
Bazı uzmanlar var ki neredeyse müneccim gibi konuşuyor. "Şu gün şu saatte büyük bir deprem bekliyoruz" diyorlar. Bilim böyle çalışmıyor, bunu biz bile öğrendik artık. Deprem zamanını bilmek mümkün değil ama korku satmak galiba hâlâ iyi bir reyting aracı.
Öte yandan, bazıları da aşırı rahat. "Panik yapmaya gerek yok, her şey kontrol altında" deyip geçiyorlar. Tamam da yıkılan binaların enkazında kalan insanlar için bu açıklamalar ne kadar teselli olabilir? Gerçekleri şeker kaplamaya çalışmak, acıyı azaltmıyor.
Bir diğer mesele de uzmanların birbirine laf atması. Biri çıkıyor öbürünün çalışmasını küçümsüyor, diğeri alaycı bir üslupla cevap veriyor. Halkı bilgilendirmek yerine birbirleriyle yarışa giriyorlar. Bilimsel tartışma olması gereken şey, televizyonlarda kısır çekişmelere dönüşüyor.
Deprem gibi hayati bir konuda, uzmanların en azından temel mesajlarda birleşmesi gerekmez mi? "Binalarımızı sağlam yapalım", "Afet çantası hazırlayalım", "Toplanma alanlarımızı öğrenelim" gibi ortak doğrular var. Bunlar üzerinden yürünse kimse kaybolmaz.
Ama maalesef, her zamanki gibi ego yarışına sahne oluyor ekranlar. Bilimsel uyarılar kişisel şovlara, ciddi uyarılar felaket tellallığına everiliyor. Birbirine taban tabana zıt açıklamaları görünce, güven duygumuz da yerle bir oluyor.
Şunu da kabul etmek lazım: Medya da bu işin tuzu biberi. Kim daha dalgalandırıcı konuşuyorsa onu daha çok ekrana çıkarıyorlar. "Tehlike geçti" diyen değil, "Her an ölebilirsiniz" diyen ilgi çekiyor. Sağduyu, sakinlik ve gerçek bilgi reyting getirmiyor çünkü.
Sonuç? Biz yine kendi başımızın çaresine bakacağız. Bilimsel kaynakları takip edip, popüler söylemlere değil, ortak akla kulak vereceğiz. Çünkü belli ki uzmanlar arasında bile tam bir fikir birliği beklemek hayal.
Deprem olacak mı? Elbette olacak. Ne zaman, nerede, nasıl? Bilinmiyor. Ama bilinen şey şu: Bizim binalarımız, bizim hazırlığımız ve bizim sağduyumuz, uzmanların çelişkili açıklamalarından çok daha hayat kurtarıcı olabilir.