Neden okumuyoruz? Bizi yaratanın Peygamberimiz ilk emri oku değil mi? Biz okumuyoruz, çocuklarımıza örnek olmuyoruz. Tamam, da evinizdeki dolaplarınızda kitaplar var. Yahut da musafı bir kılıfın içine koyarak evimizin en nadide, yüksek yerine asıyoruz. Bu neyin saygısıdır. Sevap mıdır? Allahın ilk emrini yerine getirmeyip, korkumuzu yaşıyoruz. Duvarda asılı bir kitabın bize, ailemize nasıl bir katkısı olur ki?
Kuran’ı okunsa anlaşılsa, daha da genişletelim: Bir kitap okunup anlaşılsa mukayese gücümüz gelişmez mi? Kitabın içindekilerini merak ettiğinizi biliyorum. Ama okuma engelliliği taşıyorsunuz. Bence kitaptan korkuyorsunuz.
Toplumsal olaylar, devletin tutumları, değişimi sizi ürküttü. Korkuyorsunuz. Bu doğru mudur? Korkuyorsunuz çünkü okuyanlar sizi yönlendiriyor. Ona itaat ediyorsunuz. Onun dediklerini mutlak, başkalarının söylediklerinin yanlış olduğunu söylüyorsunuz. Korku düşmanlığı getiriyor. Düşmanlık insanda, yetişip gücünün yetmediği zaman doğuyor.
Tarihte bir çok bilim, düşünce, birikim düşmanlık nedeni ile yıkılmıştır. Düşünceler konuşulmamış, insanın saadeti önemsenmemiştir. Önemli kütüphaneler yakılmıştır. Hemen anımsadığım yakılan kütüphaneleri söyleyeyim:
1-M.Ö. 332 yılında Büyük İskender tarafından kurulan İskenderiye Kütüphanesi Romalılar tarafından yakılmış.
2-9. Yüzyılın başlarında Abbasiler tarafından Bağdat’ta kurulan tarihin en büyük kütüphanesi sayılan Bey’tül Hikmet, Kütüphanesinin Moğollar tarafından yakılması.
3 Yakın tarihimizde Bosna Savaşı sırasında Sarajeva’daki Doğu Enstitüsü Kütüphanesi.
4-Yakın Türk tarihinde 12 Mart ve 12 Eylül’e yakılan kitaplar ve cezalandırılan insanlar.
Bu nedir? Bazen topluma kin, bazen kitaplardan, düşüncelerden korkudur. Ya da kıskançlıktır. Ahmet Hamdi Tanpınar, kitaptan nefret insandan korkudur. Mesuliyet hissinden mahrum etmektir. Demektedir. Bunu okuma şunu oku. Bırak senin yerine ben düşüneyim. Sen benim gibi düşünmezsen, çekersin. Çektiririm demeden başka nedir ki!…
Ben de bu son dönemleri görenlerdenim. Benim de yanan, toplatılan kitaplarda bir aykırılığı görmediler. Benim düşüncemdi. Türk Ulusunu, Türk olup da sevmeyen olur mu? Yanlış bir eylem varsa mücizatı görsün. Biz ülkemizin bilimde, düşüncede yükselmesinden yanayız. Korkaklar korksun biz yazmaya, düşüncelerimizi sunmaya devam ediyoruz. Amacımız iyi ya da kötü ayırt etmeden her kitabın okunması, düşüncelerin çarpışmasından doğacak yeni bilgilere gereksinim duyuyorum. Bir kör yolunu tutmak değil. Milletime olan sevgidir. Birazcık inanç varsa ilim Çin’de de olsa gidilecekse okuyunuz. Okumak ibadettir. Çocuklarımızı mutlu yarınlara hazırlamaktır.
Bu amaçla kuruldu Kepez Mithatpaşa ’da Saniye Acun Yayınevi. Her insanın hayatı romansa buyurun gelin.