O’nu Kepez Dokumapark’ta tanıdım, Güleç yüzlü, duruşu ile güven veren biri. 1967 Balıkesir doğumlu, öğretmen okulları geleneğinden gelen, 4 Şubat depreminden kurtularak, Antalya Kepez’e sığınan, şimdiye kadar okumuş yazmış, emekli olmuş. Güçlü dizelerini 2003 yılında şiir kitabını armağan etmiş bizlere…

Faruk BAL; “Kar Geçitleri”  Kitabını koymuş ortaya. Kitap Virtüel yayınları tarafından basılmış.

Faruk BAL,1. Bölümde Karın “ izsiz uygarlığın külü olduğunu suların” benzetmesi ile yorumlamış. Karın yağışı  ve karın ortadan kalkışı ile doğanın içinde yaşayan insan tavırları betimlenmiş.

Bal, dağ ile karı örtüştürmüş.

“Nereye yürürsen yürü … dağ “ derken özgürlüğü tanımlar. Bana görelik var ya işte o. Toplumsallık en önemli öge olmuş. Şair Bal zaman içinde yolculuğu;

Ülke, dünya çocukların evlerinde, gurbetteki uzağın şiirlerini, aile büyüklerinin bir soba başında, ninelerin, dedelerin masal anlatışlarını, bu masallar içinde kentte yaşamayı hayal edişlerini anımsatıyor. Bakınız, kar çilesine: (Kar ne kadar ıssızsa o kadar ÇÖL.”

Kar ıssızlığı ve de geniş türkülerin söylendiği çöl gibi dağları bile kapsayan hayat…

Bal’ın şiirleri, bal gibi değil. Okudukça geçmiş yaşamımızın anıları canlanıyor. Doğan her çocuk, mücadeleyi karla öğreniyor. İşte budur diyeceğiniz yüzlerce sözcükle anlatılanı anlama kapasitesine yönelik  şiir

Sen şiirlerini oku Faruk BAL.

Özgürlüğünü yitirmeden.

Antalya için bir şans olduğunu düşüyorum BAL’ım.