Hayrettin GEÇKİN’in, Ankara İzan Yayınevi tarafından çıkarılan şiir kitabı. Kitap yetmiş sekiz sayfa. Önceden şairler toplumsal meseleleri yorarlardı.

Ne gör şeytanı ne oku ihlası diye bir söz gibi mi kullanmış şiirlerini: Ur demiş uygarlıktan uygarlığa. Toprak, su, hava, börtü böcek.

Geçkin kardeşimiz, aşk adamı. Diken üstündeki bülbüllerin yolcusu. Karcaoğlan dağ, belde, düğünlerini, şiirlerini halka katarda “Ben güzele güzel demem.”Derken, Hayrettin Geçkin, olamaz zaman,olur  sözcüklerini  kullanmış. Şairin yüreğine düşen sevda sel olur da akar Gediz ırmağıyla, büyük işlere yorar kafasını. Askerler gibi alır kamasını, çıkar İda bölgesinin kaz dağlarına. Kuşatır emelini, kırılmaz süngüsü ile uçar gider Munzur çayına kanadını batırır, Marmara denizinin ucuna.Teleğin biri Munzur çayında. Fazla bağırmaz tavuk gibi. İki üç defa “kıygık, kıygık” der basar toprağa. Su dinlendirir.Serinletir mi yüreğini kaçışlar? Anımsar gerçeğini vahşi kapitalizmin. Dağlar ne olur bilinmez. İş tutmayan tembellik ne gezer? İş tutmaz, karlar içinde çiğdemler baş kaldırır. İsyanı dönüştürür. Karınca susar.  Ne idim ne oldum deliliği ile.Leylim ley derken altın, gümüş,  vb. alamayan gençler, Bir entari dktirdim/ Kolları baş aşağı… Sevdiğini elde edemeden, üşür de düşünmezliğe konar. Şair ne yapsın o zaman. Korku dünyanın normalle beni yarattıklarımdır. Dağ başında bir başına bulutla güneşim. Eğer yakıyorsa  bırak yaksın. Nihayeten güzel şiirsel buluşlarınızı kutlarım Usta…