Eş durumu ataması ile Subatan’a atamam yapılmıştı. Okulun 45 metre kerelik tek lojmanında, okula arkadaşım, müdür vekili sıfatı ile ikamet ediyordu.
Uzun aramalar sonunda köyden İstanbul’a göç eden Seyfettin Amcanın evinde iki yüz lira kira ile kalıyoruz. Evde tuvalet olmadığı için, evden uzak bir yere basit modern bir tuvalet yaptırdım. Tuvalet taşı koydurdum. Üstünü kapattırmış, yaklaşık yüz metreden boşuna akan dereden de su aldırmıştım. Köylüler: “Bakın hoca saray yaptırdı Seyfettin’e.” Diye dalga geçiyorlardı. Bu önemli değildi. Aslında büyük köy olmasına rağmen, tuvalet evlerde yoktu. Gelenekleri bu şekilde gelişmişti. Ben bu geleneği ters yüz etmek istiyordum. Köylü görmeyince inanmıyordu.
Geldiğim okulda müthiş bir başarı kazanmıştım. Kurs verdiğim öğrencilerin tamamı ortaöğretim sınavını başarmışlardı. Namımız bu okula gelmeden gelmişti. Köyde 17. Tabur vardı. Askerlerin hanımlarından öğretmen olanlar da vardı. Her görüştüğümüz kişi beni tartıyordu. Okula sinerji yaratmıştım. Okul arkadaşım Yakup Boy okulda yapmak istediğim yenikleri destekliyordu.
Bayram ve törenleri 17. Tabur Komutanlığı Başkanlığında; muhtarlık, ortaokul ve ilkokul müdürlükleri birlikte eşgüdüm ile yapıyorlardı. Yıl 1979 yılıydı. Hazırlanan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı töreninin sunumu bana verilmişti. Ben bir hafta programın verimli, şaşaalı olması, ilgi çekici ve katılımlı olması için inisiyatif koyduğum şeyler üzerinde doğrudan Yarbayla görüşerek, Cumhuriyet Bayramını, Atatürk’ün gösterdiği hedeflere uygun kutlanmasını sağlamıştık. Kutlamaya katılanlar biraz da merakla yapılan ettiklerinden beklediğimiz üstünde çevre köylerden bile seyirci bulmuştuk.
Aynı yıl 10 Kasım günü Atatürk’ü Anma programı ortaokulun bahçesinde düzenlenmişti. Benim sunucu olarak görevlendirildiğimden bir gün önce haberim olmuştu. Her halde bize Yarbay fazla güvenmişti. Çünkü yaptığım toplantılar dolu dolu geçiyordu. Ha bu arada Alâeddin Öztürk’ü de PTT’ci olarak addedelim.
Saat 08.00’de tören yerine gayet şık giysilerimi giymiştim. Bayrama gider gibiydim. Atatürk’ün öldüğü gün benim biraz şık olmam garipsendi. Ama askerler ilkin benimle tokalaşıyordu. Okul Müdür vekili Yakup Boy, kravat takmamış ve üç günlük tıraş olmamıştı.
Saat 08.30 da tören başlamıştı. Saat:09,05 olunca ben anons ettim. Atatürk için bir dakikalık saygı duruşuna çağırdım. Saygı Duruşu sonrasında Yarbay yanına yüzbaşıyı çağırıp iki dakikalık saygı duruşu yaptırması emredildi. Tören bitince Atatürk’ü anma törenlerinde Atatürk’e iki dakika saygı duruşu yapıldığını öğrendik.
Yarbay (T: Hürmeriç) Yakup Boy ‘un davranışını beğenmemişti:
-Yakup Bey, neden tıraş olmadın?
-Atatürk’ün öldüğü dolayısı ile…
Demişti. Gülümseyerek.